İnsan bir şeye karar verdiği zaman, karar verdiği sırada hiç öngörmediği, düşünde bile aklına gelmeyen bir yöne doğru, şiddetli bir akıntıya kapılıp gidiyordu.
Gökyüzünü öpmek isterdim, gözlerimle değil dudaklarımla. Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşımaktan. Delilik mi dedin? Kim bilir... Belki de yerde sürünmenin bir tepkisidir bu, ya da ne bileyim bilinçsiz bir aykırı olmak duygusu. Gökyüzü de olmak isteyebilirdim değil mi? Kim ne diyebilir ki?
Kimi der ki kadın;
Uzun kış gecelerinde yatmak içindir.
Kimi der ki kadın;
Yeşil bir harman yerinde
Dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki ayalimdir,
Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran.
Kimi der ki çocuk doğuran.
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal.
O benim kollarım, bacaklarım, başımdır.
Yavrum, annem, karım, kızkardeşim,
Hayat arkadaşımdır.
Nazım Hikmet Ran
Ben çiçekleri, renklileri, delileri severim, bir de delilikleri...
Biraz delisi iyidir kadının...
Meselâ ellerinden uçurtma yapmasını bileni..
Deniz gibi parlayanı.
Anason gibi kokanı..
Tabi birde seni katıla katıla güldüreni..
Diyeceğim o ki, şımarmak en çok onunla yaşanmalı..
Ve o deli kadın;
sen hayatını yaşarken hep aklının bir köşesinde olmalı...
✌✌✌ ✌✌✌