Ağlasam sancılarımdan taşacak yağmur,
aklımı sel basacak, susuyorum
Yalnızlık,
fermuarı bozuk bir valiz gibi içine her
şeyi sığdırıyor ama kapatamıyorum
Rakımı yüksek uçurumları bir ayağı kırık
şövalede gözlerinin en tepesine çiziyorum,
ne zaman niyetlensem ölmeye, tebessümlerine
ayağım takılıyor, kirpiklerinin en karasına düşüyorum
Refakatçisi olduğum kasvetli bir gecenin ayazında,
henüz repertuarında olmayan müsterih bir vedayla git
Herkes ve her şeyden habersiz, ben bilmeyeyim mesela