Öncelikle kitabı gerçekten cok begendigimi dile getirerek başlamak istiyorum.
Bozkırkurdu kitabı insanın ic cekismlerini anlatan kendini tanımaya başlayan yada hiç tanımamış insanların kesinlikle okuması gereken muazzam bir kitap.
Bunun ötesinde, düşünebilen bir insanın, duygu ve düşünce dünyasının ürettiği soylu duyguların ve düşüncelerinin yanı sıra ilkel dürtülerin insanı da olduğunu da kavramasını, yüksek ülkelerle günlük dünya arasında kalışını, kendini tanıma çabalarını, özeleştirinin zorluğunu ve bunların getirdiği açmazı bilmesine karşın hiçbirinden kopamayışını anlatmak için kullanılmıştır. Belirli bir aşamaya geldiklerinde Harry Haller gibiler için bu dünyayla uzlaşmanın tek yolu mizah olacaktır. Bozkırkurdunun öyküsünün insanı kemiren bir hastalıktan ve bunalımdan söz ettiğini ama tüm bunların ölüme ve yok olmaya değil, tersine iyileşmeye yöneliktir.