Çok geç bitirsemde nihayet bitirdiğim kitap: Ölüme Fısıldayan Adam
Kitabın başlangıcı insanı kendisine çekiyordu ve bunu her yazar başaramaz ya da istemez. Ama ben böyle başlangıçları seviyorum. Çoğu kitap çok yavaş başlar ve bir türlü asıl bahsetmek istediği konuya geçemez. Ana karaktere gelecek olursak yaptığı ve bana uymadığı hareketleri çok fazla vardı fakat yine de sevdim. Sadece tanımadığı birisine bu kadar yakından güvenmek ve sıcak davranmak pek yararlı bir şey değil. Ana karakterimizin bunu yapmasını beğenmedim. Onun dışında kitabın çok gerçekçi olması güzeldi. Kendimi sokaklarda koşuyormuş gibi hissediyordum ya da ara bir sokağın içine girip yere oturmak. Onun dışında kitabın her bölümünün başında bir takım müziklerin olması ve internetten dinleyebiliyor olmam da güzeldi. Konusu da güzeldi. Karakterleride güzeldi. Kitabın ve kabı ile arasındaki uyumunu çok beğendim.Şu an ise 2. Kitabını okuyorum. Hadi bakalım.
“Aşk, insanların rahatça düzüşebilmek için uydurdukları bir kılıf. Sevgi ise hormonların artık karşısındakine alışması ve onu çekici görmemesi üzerine, yalnız kalmamak için aşk dedikleri o saçma şeyin bitmesine tahammül edebilmek adına uydurulan bir bahane.”
İnsanın vedalaşmak için ne kadar az zamana ihtiyacı olduğunu ve yanında götüremeyeceğini bilince her şeyin ne kadar değersiz göründüğünü fark edip korktu Irene.