Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özge Ertaş

Özge Ertaş
@Ejma
19 okur puanı
Haziran 2020 tarihinde katıldı
Vicdan, insanın kendi içine kendi elleriyle yerleştirdiği bir köle ağasıdır. Onu, kendisine ait olduğunu sandığı isteklere göre hareket etmeye yöneltir, oysa bu istekler, aslında dıştan gelen toplumsal taleplerin içselleştirilmesidir. Sert ve acımasızdır, insanın bütün yaşamını gizemli bir günahın kefareti haline getirerek, zevki ve mutluluğu yasaklar.
Reklam
İnsanoğlunda, doymak bilmez bir iktidar hırsı yaratan şey nedir? Yaşamsal enerjilerinin gücü mü, yoksa temelde yaşamı kendiliğindenliği içinde, sevgiyle yaşama yetersizliği ve zayıflığı mı? Bu karşı durulması güç isteklerin gücünü oluşturan ruhbilimsel koşullar nelerdir? Bu ruhbilimsel koşulların dayandığı toplumsal koşullar nelerdir
"Ortada ne başlangıç var ... " dedi Burton, " ne de bir son" Bana öyle geliyor ki, insanlık hatırlayamadığı bir kör dövüşünden gelip öngöremediği ve anlayamadığı bir geleceğe doğru gidiyor. İnsan ... biri hariç, karşılaştığı her engeli, her düşmanı yendi. Kendini yene­medi. Nasıl nefret etmesin kendinden."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
158 syf.
·
Puan vermedi
Pippin 4'ün Kısa Süren Saltanatı
Pippin 4'ün Kısa Süren SaltanatıJohn Steinbeck
7.7/10 · 588 okunma
Reklam
Avuntudan yoksun karanlık, günlük yaşamımızın tüyler ürpertici kısırdöngüsüdür. Sabahları niçin kalkılıyor yataktan, niçin yenilip içiliyor, akşam oldu mu neden tekrar gidilip yatılıyor? Çocukları, ilkelleri, sağlıklı genç insanları, hayvanları bu önemsiz nesne ve etkinliklerin döngüsü rahatsız etmez pek. Düşünme denen şeyin çilesini çekmeyenler sabahleyin yataktan kalkmayı kıvançla karşılar, yiyip içecek olmalarına sevinir, yeterli görür bunları, durumun başka türlü olmasını istemez. Ne var ki, bu doğallığı elden çıkaranlar günün akışı içinde hırsla, gözlerini açarak gerçek hayatı yaşayacakları anları kollarlar; öyle anlar ki çakı çakıvermeleri mutlu kılar insanı, bütün yaşamın anlam ve amacına ilişkin tüm düşüncelerle zaman duygusunu silip atar. Bu gibi anlar yaratıcı anlar diye nitelenebilir, çünkü Yaradanla bir birlik ve beraberlik oluşturdukları duygusunu insanda uyandırırlar; insan böylesi anlarda her şeyi, başka zaman rastlantı gözüyle baktığı şeyleri bile bir istencin eseri olarak duyumsar. Mistikler, "Tanrıyla bir olma" ismini verirler buna. Belki de söz konusu anlardaki aşırı derecede parlak ışıktır ki, bütün öbür anları işte öylesine karanlık gösterir. Belki de kendileri dışındaki tüm yaşamın öylesine ağır, öylesine yapışkan nitelik taşıdığı, insanı öylesine aşağılara çektiği duygusunu uyandıran, bu anlardaki özgürlüğüne kavuşmuş büyülü hafifliktir; bu anların insana sağladığı boşlukta süzülüyor olduğu hazzıdır. Bir mutluluk bir cennet varsa , böylesi anların şaşmadan sürüp gitmesinden başka bir şey değildir.
182 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.