Okumak mağlupların işidir!
Ben bu dünyanın düzenini değiştirecek olanım. Kahramanlarınızı öldürmeye geldim. Çünkü nerede bir kahraman varsa orada zulüm de vardır.
Vakit geldi kunâla
dünyayı göreli çok oldu
tam kırk yılda seni buldum kunâla
bu can tenden geçmeden
bu dünyadan göçmeden
bir kerecik sevmek çok değil
simsiyah saçların var kunâla
kemiklerine yapışık etlerin var
birgün dökülecek
kunâla kuşu gibi gözlerin var
birgün sönecek
kunâla
bu etlerin arkasında güzelliklerin var
benden başka kimse bilmeyecek
bu can içimde kuştur kunâla
seni görünce titrer
bu can gözümde mahabbettir kunâla
seni görünce yanar
bu can burnumda soluk olur kunâla
uçar gider
bu can benden geçmeden
bu dünyadan göçmeden
bir tek seni sevmek çok değil
Derlermiş ki: " İnsan sevdiği birini kaybettiğinde yüreğinde kırk mum yanarmış. Her geçen gün bir mum sönermiş. Kırkıncı gün ise tek bir mum kalırmış ve o mumun ateşi sonsuza kadar yanarmış."
"Hiç; bir insanın nasıl uyuduğunu, uyurken başının omuzuna ne kadar yakışacağını hayal ettiğin oldu mu? Sadece hayalde kalıp hayal kırıklığına uğradığın oldu mu?..."
Beni benden almışlar da aralarında bölüşmüşler gibi, hızla eksilmeye başlıyordum.İnsanı insan eksiltir, diye düşünüyordum, nasıl çoğaltırsa..
Hasan Ali Toptaş
“Peki, diyordum kendime, bir iş buldun. Ömür boyu işte mi çalışacaksın? Bu yüzden banka soyuyordu insanlar. Yapmak zorunda kaldıkları işler küçük düşürücüydü. Neden Allah'ın cezası bir konser piyanisti ya da yargıç değildim? Çünkü eğitim gerekiyordu ve eğitim parayla sağlanıyordu. Ben bir şey olmak istemiyordum zaten. Ve bunda fevkalade başarılıydım.”
Ekmek Arası, Charles Bukowski