Elif H.

Hadis-i Şerif
“İnsan öldüğü zaman kendisinden ameli kesilir (sevâbı yazılmaz): Ancak üç şey müstesnadır: Onlar da, sadaka-i câriye (vakıf gibi faydası devamlı olan hizmet) ve kendisinden faydalanılan ilim veya kendisine duâ eden sâlih evlât." (Sahîh-i Müslim, 25/14)
Reklam
𝓞𝓵 𝓴𝓲 𝓶𝓪𝓴𝓼𝓾̂𝓶 𝓭𝓮𝓰𝓾̈𝓵 𝓰𝓲𝓻𝓶𝓮𝔃 𝓮𝓵𝓮 𝓞𝓵 𝓴𝓲 𝓶𝓪𝓴𝓼𝓾̂𝓶𝓾𝓷 𝓸𝓵𝓪 𝓰𝓲𝓽𝓶𝓮𝔃 𝓲𝓵𝓮 Eğer bir rızık sana takdir olunmamışsa onu asla elde edemezsin. Ancak bir rızık sana yazılmışsa gitmez başkasına.
'𝐈̇𝐥𝐦 𝐛𝐢𝐫 𝐥𝐮̈𝐜𝐜𝐞-𝐢 𝐛𝐢̂-𝐬𝐚̂𝐡𝐢𝐥𝐝𝐢𝐫 𝐀𝐧𝐝𝐚 '𝐚̂𝐥𝐢𝐦 𝐠𝐞𝐜̧𝐢𝐧𝐞𝐧 𝐜𝐚̂𝐡𝐢𝐥𝐝𝐢𝐫.' ‹İlim sahili olmayan bir denizdir ki; bunda âlim geçinen cahildir.›

Reader Follow Recommendations

See All
"Şimdi Müslüman evindeki saat, başka bir âlemin vakitlerini gösterir gibi , bizim için gece olan saatleri gündüz ve gündüz olan saatleri gece renginde gösteriyor. Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz."
Ahmet Hâşim - Müslüman Saati
𝕭𝖚 𝖌ü𝖑 𝖇𝖆𝖍ç𝖊𝖘𝖎 𝖒𝖎𝖘𝖆𝖑𝖎 â𝖑𝖊𝖒𝖉𝖊, 𝖉𝖎𝖐𝖊𝖓𝖘𝖎𝖟 𝖇𝖎𝖗 𝖌ü𝖑 𝖛𝖆𝖗 𝖒ı𝖉ı𝖗?
Hayalî
Reklam
گونشﯓ ذره قدر قدرینه نقصان گلمز ایلسه نور جهانتابني خفاش انکار باقی Yarasa, güneşin dünyayı aydınlatan nurunu inkâr eylese bile, onun kadrine zerre kadar noksan gelmez. Bâki
Diyor ki "Ben kendi kaderimin efendisiyim. Benim üzerimde bir kuvvet yoktur. Benim üzerimde bir kuvvet hayatıma tesir edemez, beni yönetemez. Ben kendim için en iyi olanı bilirim. Bir başka kuvvet benim için iyi olanı takdir edemez. Ben, hayatımı hiçbir boşluğa ve müdahaleye mahal vermeyecek biçimde planlamalıyım. Her şeyi iyi planlarsam fire vermem ve arzu ettiğim servete, makama ulaşırım." Ama bir söz var: "Hayat, siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir."
Hayata nasıl bakıyorsan ona göre şekil alacaktır; hayat izafidir.
Her vakit, her an insana bir emanet, hayat da. bir emanet. Nasip var hiç şüphesiz, kısmet var, kader var, tecelliyat var. Bir program yapacağız ama bileceğiz ki o mutlak bir program değil, o her an değişebilir. Değiştiği zaman da üzülmeyeceğiz.
Eskiler, "Gözünüz kirlenmesin, kulağınız kirlenmesin" derlerdi. Niye, "Kalbiniz kirlenir" derlerdi. O dünyada biz bunu çok anlayamazdık. Şimdi daha iyi anlıyorum; göz güzele bakacak.
Reklam
Her imkân bir imtihandır ve her an başka bir şeylere gebedir, başka bir şeyler doğurur. Onu yüksek âlemlere kanat çırpmakta mı, süfli olanla meşgul olmakta mı kullanıyoruz? Tasavvuf ehli, "vaktin evladı" olmaktan bahseder. Ânın evladı olmak, yolun evladı olmak, sürecin evladı olmak, kendini tekâmül ettiren sürece tabi olmak, ânı doğurgan kılıyor. Her an çiçek gibi filizleniyor.
Hayatın içinde ne kadar koşarsak, ne kadar hızlı gidersek o kadar rızık edineceğimiz, o kadar mal, mülk biriktireceğimiz yanılsamasına sahibiz ama siz diyorsunuz ya, "Rızık takdir edilen kadardır." Yine de bilinçaltında bir şey, bir dürtü insanı zorluyor, kamçılıyor, sanki ne kadar ileri giderse o kadar altın toplayacakmış hissine kapılmasına yol açıyor.
"Nefsin hastalığı, ne zaman nefsin ilacı olur?" diye sordu. "Nefis, hevâsına (arzularına) karşı koyduğu zaman onun hastalığı kendi devâsı olur." dedim.
KELİME-İ TEVHÎD HATMİNİN FAYDASI
Ebû Yezid el-Kurtubî rahimehullâh anlattı: Bazı âlimlerden: "Kim yetmiş bin kere 'Lâ ilahe illallah' diye [bir kelime-i tevhîd hatmi] okursa, ona cehennemden kurtuluş fidyesi olur." diye işitmiştim.
ÂHİRET İÇİN LÜZUMLU BEŞ ŞEY
Şakîk-ı Belhî rahimehullâh buyurdu: "Beş şeyi aradık, onları şu beş şeyin içinde bulduk: 1- Rızkımızda bereket aradık, Duhâ (kuşluk) namazında bulduk. 2- Kabirlerimiz için nûr aradık, gece namazında bulduk. 3- Münker ve Nekîr'e kabirde nasıl cevap vereceğimizi aradık, Kur'ân-ı Kerîm'i çok okumakta bulduk. 4- Sırâť tan nasıl geçebileceğimizi aradık, oruç tutmak ve sadaka vermekte bulduk. 5- Kıyâmet günü mahşer meydanında Arş'ın gölgesine nasıl girebileceğimizi aradık, sırf Hazret-i Allâh'a yönelmekte bulduk."
159 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.