Elif

Üstelik İslam’ın tüketimi dizginleyen, israfı engelleyen, insanı sahip olduğu eşyaya göre değil de, moral yönüyle değerlendiren yapısı, çağımızda yeniden insanlığın gündemine gelince kapitalist materyalist düzen ecel terleri dökmeye başlamıştır.
Reklam
İnancını yaşamak savaşını veren Müslümanlar dün olduğu gibi bugün de hasta insanlığın tek kurtuluş ümididir.
Ülkeler fethetmişler, silah gücü olarak rakipsiz kalmışlar; ne Hristiyan'ın kilisesini, ne de Yahudi’nin havrasını yıkmışlardır. Çünkü onlar inançlarından ve şeriatlarından emindirler. Çünkü onlar kalplerin zorla ve zulümle evrilmeyeceğini bilirler. İnanırlar ki "dinde zorlama yoktur."

Reader Follow Recommendations

See All
Birbirinin arkasından gelen ve giderek artan sancılar; umulur ki, yeni ve mutlu bir doğumun sancılarıdır. Müslümanlar bu yeniden doğuşu, alınları açık, başları dik, "Yalnız Allah'a kulluk ederek ve ancak O’ndan yardım dileyerek" karşılamak ve omuzlamak borcundadırlar. İnşallah!
Örtünmek için giyinen, belini dik tutmak için yiyen, bu dünyada geçen ömrü ebedi hayatı kazanmak için bir imtihan süreci bilen Müslüman’ın emperyalizme bir borcu yoktur. Bu demek değildir ki Allah’ın nimetlerinden nasiplenmek Müslümanın hakkı değildir. Elbette herkesten önce o nimetten nasiplenmek Müslüman’ın hakkıdır. Ama dünya nimetleri Müslüman’ın gayesi değildir. Müslüman’ın gayesi Allah’tan başka bir ilah tanımamak, yalnızca Allah’a kulluk etmek, gerekirse o yolda canını esirgememektir.
Reklam
Reklam
955 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.