...edebiyatın gerçekdışılıkları, edebiyatın yalanları, aynı zamanda en gizli insan gerçekliklerinin kavranmasına yarıyor. Edebiyatın açığa vurduğu gerçekler, her zaman o kadar iç açıcı değil; bazen, romanların ve şiirlerin aynasına yansıyan imgemiz, bir canavarın imgesi. Marquis de Sade'ın düşlediği dehşet verici kasaplıkları ya da Sacher-Masoch ve Bataille'ın ilençli kitaplarındaki koyunları ve yabanıl kurbanlıkları okuduğumuz zaman, aynadaki canavarın imgesini daha iyi görürüz. Gördüğümüz, bazen o kadar iğrenç ve ürkünçtür ki, dayanılmaz olur. Yine de, bu kitaplarda anlatılanların en kötü yanı kan, aşağılama ve kahrolası işkence tutkusu değildir; en kötüsü, bu şiddet ve aşırılığın bize yabancı olmadığını, bunların insanların derinlerinde yatan bir parçası olduğunu keşfetmemizdir.
Sokaklar: yirmi yıldır değişmeyen zindanım
Kainatı sarsıyor titreyişim, efganım
İnsanlar: zindanımın demir parmaklıkları
Doldurdular içime bütün karanlıkları
Kainatı sarsıyor titreyişim, efganım
Sokaklar: yirmi yıldır değişmeyen zindanım