Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Nazlı Uzun
Nazlı Uzun
@Elnazuz
Ve takıntılar insanı yürümekten alıkoymamalıdır.
H. N. Atsız
Lisans
İstanbul
Adana
362 okur puanı
Ekim 2019 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Kitabın başından itibaren üzerinde durulan 5 temel prensip ile hem bebeklerin hem ebeveynlerin yeni hayatlarının ilk aylarını nasıl daha rahat geçirebileceği üzerinde duruluyor.
Bebeğinizin ilk 3-4 ayı için çok önemli püf noktalar ve tüyoların olduğu bu kitapta anlatılan bilgilerin çoğu bilimsel çalışma ve araştırmalarla desteklenerek akıldaki bazı soru işaretlerine net cevaplar oluşturmuş.
Okurken keyif aldığım noktalar fazlaca oldu. Ayrıca yıllar öncesinden bu yana uygulanan birçok bilginin doğruluğunun tekrar farkına varılması ise benim açımdan kitabı daha eğlenceli ve okunabilir hâle getirdi.
Kitabin içeriğinde 5 temel prensip olarak
Kundaklama - sıkıca sarma
Bebeği yan ya da yüzükoyun yatırma
Şşşşşt sesi - Yüksek ve monoton gürültü
Sallamak - Ritmik sallanma hareketi
Emzirmekten bahsetmekte ve detaylıca anlatılmaktadır.
Bebekleri sakinleştirmenin 4 temel yolu olarak
Eksik kalan dördüncü üç aylık dönem
Sakinleşme refleksi
Temel prensipler
Sarmalama tedavisi hakkında ilginç bilgilere yer verilmektedir.
Yazarın bir doktor olması, ailelerden gelen sorulara verdiği cevaplar, danışanı olduğu aileler ve bebeklerinden verdiği örnek uygulama ve sonuçları, kolik,reflüsü olan bebeklerle ilgili verdiği bilgiler ve diğer ağlama krizlerine yönelik verdiği öneriler yol gösterici niteliğinde.
Benim için çok aydınlatıcı noktaları olsa da kitap bir yerden sonra aynı şeyleri tekrara başlıyor. Daha kısa ve öz anlatımla daha iyi olabilirdi.
Bebeği olmadan önce bütün bakım verenlerin okuyabileceği bir kitap.
Anat Baniel, beyin alanında araştırmalar yapan, bu araştırmalara dayanarak beyin işlevlerinin arttırılabileceğini klinik deneyleri ile destekleyen ve en önemlisi ‘yapabilseydi yapardı’ inancına sahip bir klinik psikolog, dansçı ve yazar. Feldenkreis ile uzun yıllar çalışıp zaman içinde onun metodunu geliştirip kendi adını verdiği Anat Baniel
Hepimiz deneyimlerimiz, ilişkilerimiz, düşüncelerimiz ve duygularımızın sonucunda büyüyen ve gelişen kişilikleriz. Bizler bir hayatı oluşturmaya yarayan parçaların toplamıyız.
Ahh Dibs.. Okurken hüzünlendirip, güldüren, düşündüren, davranışlara verilen tepkilerin önemini yeniden gözler önüne seren muhteşem çocuk..
Hep söylediğimiz gibi insanların hayatının temel taşları 0-6 yaş arasında şekillenir. Bunların şekillenmesinde en önemli etken ailedir. Aileden sonra yakın çevreyle ilişkiler okul ve öğretmendir. Çocuklar doğuştan sevgiyle hayata başlar, sevgi gördüğü yerde güveni arar ve güveni bulduğu yerde huzuru mutluluğu yaşamaya başlar. İşte Dibs'in ki de böyle bir hikâye. Başlangıçta ciddi davranış sorunları olduğu gözlenen bir çocukta güçlü ve sağlıklı bir kişiliğin ve hatta üstün zekâsının ortaya çıkış hikâyesi.
Gerçek bir yaşantıdan isimler değiştirilerek alıntılanan bu kitapta kendimizden, belki de çevremizden esintiler bulup kendimizi süzgeçten geçireceğimiz keyifli ve bir o kadar da sancılı bir okuma süreci
Özellikle ebeveynlerin, eğitim camiasında bulunanların ve aslında çocuklarla öyle ya da böyle bir şekilde iletişim halinde olan hepimizin kesinlikle okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Keyifli okumalar
Okur Takip Önerileri
Maupassant'ın 5 trajikomik hikayesinden oluşan bir solukta okuyup bitirebileceğiniz 48 sayfalık bir kitap.
Lacivertklasikler serisinden olan kitapta yazar, akıcı sade ve anlaşılır bir dil kullanarak ve direkt hikayelere giriş yapıp anlatarak bir tık daha eğlenceli hâle getirmiş anlatılanları.
Tam öykülerde zirveye gelip eee sonra ne olacak acaba diye düşünürken hikayeler son buluyor. En çok da "İşte Geldim" adlı öyküde keşke yazar sonunu getirseydi dedim. Okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim
Tolstoy tarafından, geçirdiği ruh ve inanç buhranının ortasındayken yazılan ve muhteşem eserlerinden ilk 3 ü arasında bulunan kalınlığı gözünüzü hiç korkutmaması gereken, akıp giden, son zamanlarda okuduğum en kaliteli ve güzel eserlerden birisi.
Bir mahkeme salonunda başlıyor roman. Sanıklar; bir pansiyonun çalışanları Simon Petrov Kartinkin, Yevfimiya İvanovna Boçkova ve Katerina Maslova’dır. Katerina, yani namı diğer Katyuşa. Jüri üyeleri arasında ise Katyuşa'nın bir zamanlar aşık olduğu, aynı zamanda hayatının tepetaklak olmasında payı büyük olan Nehlüdov..
Kitabın içeriğinde kilisenin ikiyüzlülüğü, gerçek Hristiyan ruhundan uzaklaştığı gibi fikirlerin bulunması sebebiyle kilise, Tolstoy'u Tanrıtanımaz (ateist) ilan etmiş ve 1901 yılında da aforoz etmiştir.
Romanın temelinin diğer kısmını ise insan yapımı yasaların asla hakkani ve adil olamayacağı, ruha, vicdan azabına, insan fıtratına dair; dirilip doğruları yapmanın mümkün olup olmadığı,vicdan ve ceza hukukunun çarpıştığı, toprak reformu, feodalizm, sınıf çıkarlarının korunması, mahkemelerin adaletsizliği gibi konular oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra aşk, sevgi, pişmanlık, merhamet, keşkeler ve iyikilerle dolu kahramanlar ve olay örgüleri sizi alıp o döneme götürecek.
Ayrıca kitabın içeriğinde Spencer'in sosyal dengesinden, Henry George'un toprak reformu ve feodalizm düşüncesinden, 1 Mart olaylarından, Ekim devriminden de izler bulacaksınız. Kitabı okuduktan sonra araştırıp öğrendiğim birçok şey oldu. Teşekkürler Tolstoy
Uzun zamandır okuduğum en iyi, en etkileyici kitaplar arasında yerini aldı bile. Cengiz Aytmatov kalemiyle döktürmüş yine..
Okurken hüzünlenip, ağlatan, hayatı sorgulatan, savaşların acımasız yüzünü bir kez daha gösteren, insanlığımızı ve yaşam amacımızı sorgulatan bir kitap..
Toprakla konuşup yaşanmış olayları gözler önüne yeniden seren yazar, okuyucuyu yaptığı nokta atışlarıyla, can alıcı cümleleriyle bütün bir hayatı ve yaşanmışlıkları yeniden sorgulamaya itiyor.
Jude.. Hayatına zıtlıkları çok net bir şekilde sokan adam.. Hayalleri doğrultusunda çabalayıp sonrasında karşısına çıkan insanlardan kolayca etkilenip kolayca hayal kırıklığı yaşayan adam.. Kitabın adını bu kadar iyi yansıtması benim açımdan biraz yürek burkucu oldu. Hayatın anlamına dair olan eğitim ve cinselliğin, ilerleme ve gerilemenin, din ve düşüncelerin, mutluluğa yüklenen anlamların, bedencilik ve ruhçuluğun güzel anlatımı kasıp kavuruyor. Kitabı okurken genel bir huzursuzluk hali alıyor insanı. Ve aslında asıl ironik olanı ise yazarın yazdığı yüzyılda şimdilik bunların abes görüleceğini düşünüp yıllar sonra herşeyin çok daha farklı, daha medeni olacağını düşünmesi. Çünkü kitapta kahramanlarla beraber yaşadığımız olaylar aslında hâlâ dünyada, yaşadığımız çevrede görmekten memnuniyet duymadığımız davranışlar ve düşünceler silsilesi. Velhasıl bu kitabı okumama vesile olan @altugozturk e teşekkürler Okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim.
Sayfalarca yazılanı içinde saklayan o muazzam cümle.. Sen öyle çağırmasan ben böyle gelmezdim..
Farklı coğrafyalarda yaşayıp, farklı hayatlar görüp geçirip yine en barınılası yerde, birbirlerinin kalbinde birbirini bulanların hazin, buruk, kırık, sevgi dolu, ümitvari hikâyesi.. İki ırmağın birbirine doğru akıp buluşması.. Törenin getirdiği ölüm cezasına baş kaldırışı, yaşanılan ama hiç yaşanılmaması istenen hikayelerin dramını, Zerdüşti inancını, çayın manevi güzelliğini, Bolşevik ihtilalini, Balkan harbinin acı yanlarını, insanların yaşama tutunma çabalarını gerçekçi ve yine kendine özgü kalemiyle yazmış Nazan Bekiroğlu..
Sürükleyici ve sizi fotoğrafların içinde hikayeyi yaşamaya sevk ediyor. İkinci okuyuşumdu. Sanırım daha birçok kez okuyabilirim.
Öncelikle yazarın da söylediği gibi her okuyucu her yazara göre, her yazar da her okuyucuya göre değildir. Nazan Bekiroğlu'nu anlamak için şu cümlesinden bile yola çıkılabilir. Muhteşem kalem.. Benzetmelerin en hislisini ortaya çıkaran kadın..
Kitabın adı ile kitabın içeriğinin uygunluğu o kadar güzel ki. Bu kitapta beden ve ruh, masiva ve mavera, yazarlar ve eserlerinden kesitler o kadar sağlam bir kalemle birbirine bağlanmış ki. Okuduğum her cümle hayattan, hayatımdan, ruhumdan bir kesit sanki. Ayrıca öyle güzel bilinmedik şeyleri de öğreniyor ki insan. Bazen gizil bir öğrenme bazen açık seçik bir öğrenme insanı yakalıyor.
Kitabın bitiminde alınacak kitaplar listemde ve izlenecek film listemde sağlam bir artış oldu :)
İyi denemeydi Nazan'cığım :))
Öncelikle böyle şahane bir eser için Atsız'a teşekkür etmek gerek. Bu kitabın yeteri kadar öneminin fark edilmemesi üzücü bir nokta. Atsız'ın bu eserini okurken kesinlikle ön yargılardan uzak, siyasi düşüncelerini bir kenara bırakarak okumak çok daha verimli olacaktır. Kitabın başlangıç masalı, gidişatı, Selim Pusatın ruh hali, düşünceleri, kendi iç dünyasındaki çekişmeleri, geçmişle şimdiki anın harmanlanması, olağanüstü durumların tam yerine oturtulması oldukça iyi bir şekilde sunulmuş. Ayrıca kitapta tasavvuftan biraz parçalar, farklı dünya görüşleri üzerine minik minik sunulmuş konuşmalar ve tabiki muhteşem şiirleri kitabı rengarenk yapmış. Bölüm bölüm bakıldığında bile her bölümün ayrı bir değeri ve teması olduğunu düşünüyorum. Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar.
Bu kitabı elime alıp okumaya başladığımda çok farklı bir dünyaya adım attığımı anlamıştım. Fakat bu derece akıcı ve beni içine çekeceğini tahmin etmemiştim. 1 günde kitap bitti :) Kitabın kahramanı Samim beni kendine çokça bağladı. Düşünceleri, kendi içinde yarattığı simeranya adını verdiği dünyası, sevgisi ve yaşantısı aslında birçoğumuzun isteyip de dışa yansıtamadığı şeyler üzerine kurulu. Tabiki bu kadarı da olmaz ki dediğim bikaç yer oldu ama onun dışında beyin yakan cümleler, insanın iki benliğini açıklaması ve hayat üzerine yaptığı diğer konuşmaları harikaydı. Genel olarak okumaya değer ve pişmanlık yaşatmayacak bir kitap. Yazarın hayal gücüne hayran kaldım.
Her dönemde insanların varlığı olumlu duyguların yanında hemen hemen benzer tutkular ve bencillikleri de beraberinde getirdiği için Frankenstein; olaylar örgüsü olsun, anlatımı olsun, bulunduğu zamanı, şimdiyi ve geleceği dahi içinde barındırmasıyla hoş bir bilim kurgu eseri olmuş. Sürükleyici diye nitelendirdiğimiz kitaplar arasında. Kesinlikle okunması gereken bir kitap. Kitaptaki ince dokundurmalar, nüanslar da ayrı bir zevk veriyor.
Yazar betimlemelerinde gündelik yaşamı anlatışına farklılık koymadığı için bir yerden sonra kitap sıkıcı olmaya başlıyor. Her çevirdiğim sayfada evet şimdi bir akıcılık göreceğim, Aziz beyle ilgili daha farklı çarpıcı olaylar zinciri olacak derken kitap bitti.
