Kitabı bitirir bititmez Calibana (Mirandanın dilinden Caliban diyeceğim ben de) bildiğim bütün küfürleri ettim ama hala içim soğumadı. Yer yer Calibanı haklı bulduğum, yanında olduğum konular oldu ama sonunda böyle bir manyak olduğunu görmek çok sinirlerimi bozdu. Günümüzdeki manyak insancıkların çok doğru bir örneği.
Kitaba ve John Fowles’a gelirsek Mirandanın dilinden ve gözünden de olayları yazması çok hoşuma gitti. Ama Mirandanın dilinden yazarken de kendi yazım dilini kullanmış, bu da bana biraz özensizlik ve karakteri iyi kurmaması hissini verdi. Buna örnek olarak, Caliban sık sık “Bereket versin” lafını kullanıyor, daha sonra bu lafı Miranda kullanınca laf karaktere özel olmaktan çıkıp yazara özel olmaya başlıyor. Sadece ben mi bu hissi yaşadım bilmiyorum ama Mirandanın kaldığı mahzen asla ama asla gözümde canlanamıyorum. Fowles en azından benim gözümde iyi betimlememiş odayı bence. Yüreğine sağlık Fowles...
