Dünyada yetmiş iki millet birbiriyle boğuşmak için daima bahane buldular. Çünkü hakikati göremediler ve her zaman gerçek olmayana, yani efsaneye saplandılar.
İşte bizim gibi az gelişmiş bir memlekette devletin bir vazifesi de, köyü, tabiata karşı savaşında çağımızın tekniği ve usulleriyle silahlandırmaktır. Köyün yaşayışını değiştirmek ve köyü yeniden yerleştirmektir.
İnanç, heyecan ve halk sevgisi. Ama en nadir değerler de bunlar değil mi?
Bunlar olmasa çarklar zaten dönmez ki ? Yahut da bunlardan mahrum dönen çarklar, sadece tahakkümü, kör kuvvetin iradesine getirir ve insan köleleşir.