Ferhat

Biz ölü doğmuş kişileriz, zaten çoktandır canlı olmayan babaların soyundan ürüyoruz ve bu durumu gittikçe daha çok beğeniyor bundan zevk almaya başlıyoruz. Nerdeyse bir kolayını bulup bizleri doğrudan doğruya düşüncelerin doğurmasını sağlayacağız.
Reklam
Ben hasta bir adamım. Gösterişsiz, içi hınçla dolu bir adamım ben. Sanıyorum, karaciğerimden hastayım. Doğrusunu isterseniz, ne hastalığımdan anladığım var, ne de neremin ağrıdığını tam olarak biliyorum. Tıbba, hekimlere saygı duymakla birlikte şimdiye dek tedavi olmadığım gibi bundan sonra da böyle bir şey düşünmüyorum. Üstelik boş inançları olan bir insanım, hem de tıbba saygı duyacak kadar.
Ne güldüm, ne güldüm; elimi dizime vurarak deliler gibi güldüm. Boğazımdansa tek ses çıkmıyordu. Dilsiz ve bitkindi benim kahkaham; ağlamak özlemini taşıyordu.

Reader Follow Recommendations

See All
Sonbahar gelmişti: Her şeyin renk değiştirip öleceği nazlı, serin mevsim. Sokaklarda başlamış gürültü beni dışarıya çağırıyordu: Attığım her adımda taban tahtaları esneyen bu boş oda, ıslak ve korkulu bir tabuttu sanki.
'Garip, değil mi?' dedi kız düşünceli bir şekilde. 'Dünya yerle bir edilirken, kilidin kırılmış olmasını dert eden, üstüne üstlük onu tamir etmeyi kendine görev edinen insanlar var. Düşününce bu tuhaf bir şey. Sen de benim gibi düşünmüyor musun? Ama belki de böylesi daha iyidir, aksine doğru olan budur. Dünya yerle bir edilirken bile, insanlar bu tür ince işleri görev bilip, vazgeçmeden emek veriyor böylece de akıl sağlıklarını koruyabiliyorlardır belki de.'
Reklam
Giriş vergisinin ödendiği yerde, araba birkaç dakikalığına durdu. Kentin gümrükçüleri arabayı denetledi. Eğer arabada kasaba götürülen bir koyun ya da sığır olsaydı, vergi ödemek gerekirdi. Fakat insan kellesi için vergi alınmıyordu. Geçtik.