Sana ne demeliyim bilmiyorum!.
Güneşim desem, güneş batıyor...
Hayatım desem, hayat kisa..
Gülüm desem, o da soluyor...
Sana "canım" demeliyim..
Çünkü bu can seninle yanıyor....
İçeri girdi,
Güzelliği başladı.
Bitmedi.
Bunu nasıl yaptı bilmiyorum ama
Yere değmeden yürüdü.
Nefesimi okşadı, iki deniz göz
Oktan kirpik, kadifeden ses
Doğduğu gün melekleri işten atmışlar.
İnsanın bazı şeyleri anlaması için yaşaması gerekir...
"Nasıl bir his biliyor musun?
Oda çok geniş ama sığamıyorsun,
bak kapı orada ama çıkamıyorsun,
pencere açık ama nefes alamıyorsun,
bir şeyler düğüm düğüm dizilmiş boğazına,
ama ne yutabiliyorsun ne atabiliyorsun…
Sorarsan eğer ‘hayat nasıl’ diye,
‘tatsız tuzsuz ekmek gibi’ dersem, anlar mısın?”