Kitabın sonu bana Zweig'in Sahaf Mendel'ini anımsattı. Tıpkı o hikayesinde olduğu gibi bir dönem herkes tarafından tanınan, saygı duyulan, önem arz eden ve hikayeye hayat veren kahramanın, sonunda kimsesiz ve tanınmayan biri olarak ölmesi ve hatırlanmaması söz konusu. Belki de Zweig'in okuyucularına vermek istediği mesajlardan bir tanesi de budur, kim bilebilir. Okuduğum diğer hikayelerinin arasında en çok beğendiğim ve ders niteliği taşıyan, 50 sayfada insanı düşüncelere boğan bir hikayeydi. Kitapta hayatını Tanrı'ya adayan ve günah işlemekten korkan ve hatta günah işlememek için herşeyden vazgeçip tek başına ücra bir yere yerleşen ünlü bir bilgenin (bilgelik ünvanı yaptığı işler sayesinde dönemin kralı tarafından veriliyor) hikayesi anlatılıyor. Fakat ne yaparsa yapsın günah işlemekten kaçamıyor ve başladığı yere tekrar dönüyor.