Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Karga

İç geçirerek, "Yaşlanmanın en güzel yanı, her şeyin kendi etrafında döndüğünü fark etmektir," dedi sesinde hülyalı bir tınıyla. "Bir şeyler değişse de döner dolaşır, geri gelir. Yıldızlar kendi rotalarında ilerlemeye devam ediyor, çoban her zaman genç kızla yeniden bir araya geliyor. Bu bir bakıma rahatlatıcı aslında. Böylece çok yalnız hissetmiyorsun."
Reklam
"The heart doesn't care how long you may have with someone." Kieran looked over at me, his eyes sheltered."It just cares that you have the person for as long as you can."
Sayfa 350Kitabı okudu
I went to the Red Pearl that night because I wanted to live. And I found you.
Sayfa 332Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"It made me think of how when I met you, I was looking for the Maiden, but I found a Princess, a Queen-my wife." He laughed, and it sounded as if it were one of awe. "I don't know. It just made me think about how you find things you never knew you needed when you're looking for something completely opposite."
Sayfa 332Kitabı okudu
"You have a beautiful smile. That and your laugh. And you...you never laughed enough as it was, but when you did..." I closed my eyes. “When you did, it was like the moment the damn mist finally cleared. Like when the first rays of sun break through the clouds after a heavy storm,”
Reklam
Seven insan Tanrı'nın, Tanrı da onun içindedir, çünkü Tanrı sevgidir.
Hiçbir insan akşama çizmeye mi, yoksa ölü terliğine mi ihtiyacı olacağını bilemez.
İnsanlar sadece kendi hayatları için kaygılandıkları, kendilerini kolladıkları için yaşar sanırdım, oysa onları yaşatan tek şey sevgiymiş.
Sen mutlusun ya, herkesin ama herkesin bir anda seninle birlikte mutlu olmasını istiyorsun. Hastasın sen, senin için tek başına mutlu olmak çok ağır! Çünkü şu an tüm kuvvetinle, bu mutluluğa layık olmak ve elbette vicdanını rahatlatmak için bir şekilde başarıya ulaşmak istiyorsun!
Tüm bunlar bir hayal olabilir mi? Sık sık birlikte yürüdükleri, umut ettikleri, acı çektikleri, âşık oldukları, birbirlerini uzun uzun sevdikleri, “incelikle sevdiler birbirlerini uzun zaman” diyebileceğiniz o mahzun, terk edilip yosun tutmuş patikaların olduğu, tenha ve kasvetli bahçe de mi bir hayal? İkisini de korkutan, birbirlerine duydukları aşkı çocukların yaptığı gibi kederle ve utançla saklamalarına neden olan ketum, aksi, yaşlı ve kasvetli bir kocayla yıllarını yalnız ve kederli geçiren bu kadının yaşadığı o tuhaf, babadan kalma ev de mi bir hayal?
Reklam
Hiçbir şey arzu etmiyor, çünkü artık tüm arzuların üzerinde bir yerde duruyor, çünkü her şeye sahip, çünkü doymuş, çünkü artık o kendi yaşamının ressamı ve bu yaşamı keyfi nasıl isterse öyle çiziyor.
Hayallerden oluşan krallığın tamamı bir anda etrafında hiçbir iz bırakmadan, hiçbir gürültü ve patırtı çıkarmadan parçalara ayrıldı, bir rüya gibi geçip gitti.
Kafamın içindeki binlerce kaynak açılıverdi. Sözlerim bir nehir gibi akmalı bu yüzden, yoksa boğulacağım.
Yürürken bir yandan da şarkı söylüyordum. Çünkü kendimi mutlu hissettiğimde, ne bir arkadaşı, ne de iyi kalpli tanıdıkları olan ve mutlu olduğu zaman, bunu kimseyle paylaşmayan her bahtiyar insan gibi ben de kendi kendime bir şeyler mırıldanırım.
Ayrıntılı olarak tanımlamak gerekirse, hayalperestler, insan değildir; bilirsiniz, onlar bir çeşit, tam ortada kalmış, üçüncü bir türdür. Sanki gün ışığından bile saklanmak ister gibi, genelde erişilmez köşelerde yaşarlar. Bir kere köşesine çekildiğinde, o köşeye tıpkı bir salyangoz gibi yapışıverirler.
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.