Kar'ın yağmasını çok severim; insanın doğayla olan savaşının sonucu ortaya çıkan kirli çamaşırların üstünü kapatır, bir yaraya dikiş atar gibi...Ve yine beyazlığı, insanın ortaya attığı bütün lekeleri doğaya haykırır, her ne kadar kömür tozuna bürünse de... (gencyazar)
Yüreğimdeki buğday tanesiydin
Gün geldi, biriktin taştın.
Sonra kederimde öğüttüm seni
Un oldun.
Gözyaşımla yoğrulup
Hamur oldun, şekillendin.
Bilincimdeki kor ateşi,
İçin için yanan bir fırında piştin.
Ah şimdi dön bak kendine
Martılara attığım simit oldun...
Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini
Bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki
Onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan
Kadınları güzelleştiren herhalde onlardı
Oysa ne kadar sakin sokaklar, bu kent ve bütün yeryüzü
İpince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
Sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa biri gün…
(Ahmet TELLİ)
Yenilgi, yenilgim, benim ölmez cesaretim
Sen ve ben fırtınada birlikte güleceğiz;
Ve biz ikimiz, derin mezarlar kazacağız
İçimizde ölmekte olanlara;
Ve tutunacağız, tüm gücümüzle,
Güneşin karşısında;
Ve de tehlikeli olacağız...
Anlattı saçların
Her bir teli bir anlatı.
Lal gülüşler...
Hayat mı yalan
Yoksa dışarısı mı kış?
Taşıyıcılar gelmiş
Bulunan ekler senden birer parça.
Yankılansın,
Her dilin mevsimindeki ses...