Gamze

Gamze
@Erginoguz_
İnsan zamanı durdurmak istediği yere aittir... twitter.com/buyrunbenebeniz instagram.com/erginoguz_gamze
öğrenci
YYÜ| midwifery
Van
71 reader point
Joined on November 2021
479 syf.
·
Not rated
okuduğum en iyi psikolojik romanlarda ilk 5'in içine mutlaka girecek bir kitaptı. Oğuz atay'ın eşsiz eseri... hikmet benol'un iç sorguları şeklinde hüsamettin albay(ım) la diyologları ve monologları şeklinde seyreden bir eser. Kitapta beni derinden etkileyen çok fazla yer oldu. Altını çizdiğim, deftere not ettiğim sayfalarca alıntı oldu. Ama en beni en çok etikeyen alıntıları buraya da eklemem istiyorum belki bu alıntılardan etkilenip kitabı okumaya karar veren kişilere vesile olurum sev-mek! sadece bir eylemden ibaret midir yani? bu eylemin geçtiği bir cümlenin öznesi olamaz mıyım ben de? kalsın, onu da istemiyorum. susmak istiyorum. ölmek öyle yakın ki halime. hayatla dalga geçer gibiyim. sanırım ben düze çıkmayı başaramayanlardanım. ölmek başlı başına asil bir eylem nasılsa. zamana karşı bir duruş, bir baş kaldırış, gülüşlere karşı bir haykırış. her şeye rağmen bir çekip gitme hali. gidiyorum, susuyorum o halde ben de. sahi kalsam, anlatmamı istemez miydiniz? pekala. siz bilirsiniz. zaten, “kelimeler… kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor.” fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım? “yok.” peki albayım. ben de susarım o zaman. gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? sorarım size: “nasıl?” kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan, bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. küçük oyunlar istemiyorum albayım.
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202231.2k okunma
Reklam
382 syf.
·
Not rated
·
Read in 36 days
İlk defa bir Tanpınar eseri okudum ve dilinin oldukça ağır geldiğini söylemem gerekiyor zaten 36 günde bitirmemden de belli oluyordur. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın bu eseri bana bir noktada Fahrenheit 451 kitabını anımsattı. Orda da kitapta bahsedilen itfaiye teşkilatı kendi varlığının gerekliliğini bu kitaptaki enstitü gibi açıklıyordu. Roman toplumun değişimine uyum sağlayamayan Hayri İrdal'ın insanlara ve topluma yabancılaşmasını anlatıyor. Yani romanın ana ekseninde kitaba adını veren enstitü değil Hayri İrdal'ın yaşamı var denilebilir. Arapça ve Farsça kelimelerin çokluğundan dolayı zorlanarak okuduğum bir eser oldu ama bitirdikten sonra iyi ki okumuşum dedim kitapta farklı bakış açıları yaratan bir çok cümle ve paragraf vardı, keyifli okumalar...
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341.9k okunma
192 syf.
·
Not rated
Her şeye karşı duran, karşı çıkan, karşı olan, sıradanlığa, tekdüzeliğe, alışılmışın kolaycılığına hiç katlanamayan, hem farklıyı hem doğruyu arayan, bir ismi bile olmayan ve Yusuf Atılgan'ın kısaca C. dediği bir adam... Aylak Adam... Zor bir karakter, zor bir yaşam ve yalın bir roman... "Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaydaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur, kimi müdürlüğüne, kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutmağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. Öküzleri besiliydi, pırıl pırıldı. Herkesin, “- veli ağa’nın öküzleri gibi öküz, yoktur”, demesini isterdi. Daha gülünçleri de vardır. Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!" (Can Sanat Yayınları, sayfa:183)
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201960.1k okunma

Reader Follow Recommendations

See All
112 syf.
·
Not rated
·
Read in 7 days
Suçu toplum hazırlar suçlu işler!
Sonunun baştan belli olduğu bir roman... 'Santiago Nasar, onu öldürecekleri gün, piskoposun geleceği gemiyi karşılamak için sabah saat 5.30'da kalkmıştı.' kitabımız böyle başlıyor ve cinayetin sebepleri anlatılıyor. Aslında namus davası uğruna ölen bir karakter Santiago Nasar ama ben romanda üzerine vurgu yapılmak istenen konunun
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202178.2k okunma
208 syf.
·
Not rated
16—18 yaş aralığında bütün gençlere okutulması gereken bir eser. Kitap okumanın ne denli değerli olduğunu, okumadığımızda nasıl bir topluma dönüşeceğimizi anlatıyor. 'Ben okumadım bak bir şey olmadı' gibi saçma sapan cümleler kuran insanların azalmasını sağlar. Bana kalırsa edebi açıdan şaheser bir roman değil, aslında roman da değil, bir öyküdür. Öykü kalsaydı daha güzel olabilirdi ama yazarın kendi tercihi. Hayatınızda kitap okumayı eksik etmemeniz gerektigini anlatan distopik bir eser. Eğer kitap okumaz ve araştırma yapmazsanız size dayatılanlarla yetinmek zorunda kalırsınız.
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289.8k okunma
Reklam
331 syf.
·
Not rated
·
Read in 20 days
"Bakabiliyorsan gör, görebiliyorsan gözle..." cümlesi ile başlayıp; "Bence biz kör olmadık, biz zaten kördük. Gördüğü halde göremeyen körler" cümlesi ile biten kitapta toplumun adaletsizliği ve bozukluğu en yalın haliyle anlatılıyor. Adını bilmediğimiz bir ülkenin adını bilmediğimiz bir şehrinde başlayan körlük salgını hızla yayılıyor ve insanların ahlâkî değerlerininin nasıl yozlaştığını aynı zamanda vicdanlarının nasıl köreldiğini anlatıyor yazar. Diğer romanların aksine bu kitapta hiçbir karakterin ismini bilmiyoruz; ilk kör, sekreter kız, doktor, yaşlı adam, şöför gibi betimlemelerle tanıyoruz karakterleri bence yazar toplumda yerimizi belirleyen ana unsurun isimlerimizin değil statülerimizin olmasını bu şekilde eleştiriyor. Zaten bana kalırsa yazar bugünün insanının körelmiş vicdanlarını eleştiriyor, eserde karakterler bir bir kör oluyor bugünümüze dönüp baktığımızda hangimiz gerçekten görüyoruz ki hangimiz adaletsizliğe karşı dimdik durabiliyoruz? Bir gün için taktığımız at gözlüklerimizi bir kenara bırakıp vicdanımızın sesini dinlesek eminim ki her şey çok daha güzel olacak.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104.5k okunma
102 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Daha etkileyici ve merak uyandıran bir giriş cümlesi okuduğumu hatırlamıyorum
Gregor Samsa huzursuz düşlerinden uyandığında kendini yatağında korkunç bir haşereye dönüşmüş buldu. Kitabımız böyle başlıyor kitabı okurken Gogol, Burun öyküsü aklıma geldi, Kafka'nın Dönüşümünde Gregor Samsa bir sabah yatağında koca bir böceğe dönüşmüş olarak uyanır. Gregor Samsa, aslında Gogol'un öyküsünde bir sabah aynı yerde ve aynı saatlerde burnunun kaybolduğunu ve yüzünde bir leke kaldığını anlayan talihsiz Kovalev'den çok da farklı değil bence. Fakat Kafka'nın Gregor Samsa'sı, Kovalev'in kendi burnundan ayrılması gibi böcek biçiminden ayrılamaz, tam da kendi benliğini bulmuştur. Artık ne öylesine bir satış temsilcisi ne de evine ekmek götüren sıradan bir adamdır yeni biçimi kişiliğinin katıksız bir ifadesidir aslında. Herkesin kendini Gregor Samsa gibi hissettiği dönemler olmuştur, Samsa böcek olduktan sonra anlaşılmamaktan şikayet ediyor bir çoğumuz için de bu böyle değil mi zaten... Gregor Samsa konuşmadığı için ailesi zaten bizi anlamıyor dediğinde Şükrü Erbaş'ın şu dizelerini anımsadım "kimsenin kimseyi anlamadığı bi dünyada söz boşluğu dövmekten başka ne işe yarar"
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · İletişim Yayınları · 2021224k okunma
408 syf.
·
Not rated
·
Read in 12 days
Kitabı az önce bitirdim ve gerçekten hayran kaldım. Sevgi, tutku, kin, nefret, aşk...bütün duygular bir arada ve o kadar ince ve güzel işlenmiş ki. Anlatım gerçekten çok sürükleyici genellikle kitaplar 40 ve ya 50. Sayfadan sonra içine alıyor ama bu kitapta ilk 10 sayfadan sonra olayın içine öylesine daldım ki karakterden nefret ettiğim de oldu sinirden kitabı kapatıp devamını merak ettiğim için tekrar okumaya başladığım bölümler de oldu. Bu güne kadar okuduğum en iyi aşk romanıydı...
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202142.4k okunma
444 syf.
·
Not rated
aklım yerinde mi bilmiyorum ama yüreğimin hâlâ aklı başında...
Ellen Marie Wiseman ile 4 yıl önce erik ağacı kitabı ile tanışmıştım anlatımı o kadar hoşuma gitmişti ki 1 yıl içinde diğer 3 kitabını da okumuştum sanırım okumadığım bir kitabı var onu da yakında okumayı planlıyorum. Bu kitabı 3 yıl önce okumuştum geçenlerde kitaplığımı düzenlerken gözüme çarptı ve tekrar okumaya karar verdim. Çok iyi hatırlıyorum ilk okuyuşumda ağlamaktan kitaba ara vermiştim yine aynı olaylar gerçekleşti. Akıcı ve yalın bir dil ile yazılan kitabı okurken sıkılacağınızı kesinlikle düşünmüyorum aksine kitap öylesine içine alıyor ki sizi bir de bakmışsınız karakterlere ağlayıp onlarla gülüyorsunuz. Farklı dönemlerde yaşayan iki kadının hayatını ve verdikleri mücadeleyi anlatıyor kitap, açıkçası ben çok etkilendim okurken ağladığım çok bölüm oldu. Yazarın diğer üç kitabında olduğu gibi bunu da çok keyif alarak okudum.
Ardımda Kalanlar
Ardımda KalanlarEllen Marie Wiseman · Arkadya Yayınları · 20151,620 okunma
280 syf.
·
Not rated
·
Read in 19 days
Kitabı bitirdikten sonra kapağını kapatıp etkisinden çıkmam bir kaç dakikamı aldı ne okudum ben böyle diye karşımdaki duvara bakm dakikalar boyunca. Okurken en çok zevk aldığım kalsiklerden biri diyebilirim. Okuyacağım kitap öyle bir kitap olsun ki bambaşka bir dünyanın kapılarını aralayayım diyorsanız kesinlikle okumanız gereken bir kitap. Bireyin iç dünyasına yönelik güçlü tasvirleri ile baştan sona zevk alarak okuduğum bir eser oldu benim için. Oscar Wild romanını " bir ruhun hikayesi" olarak gayet güzel tanımlamış aslında. Yaşlanmak istemeyen yakışıklı Dorian Gray güzelliğinin farkına varıp portresini kıskanmaya başlıyor ve kendisinin değil de portrenin yaşlanmasını diliyor. Bir insanın ruhunun nasıl günden güne kötüleştiğinin en güzel örneklerinden biriydi bence bu eser. Özellikle Lord Henry'nin analizleri ve gözlemlerine hayran kaldım... Oscar Wild'in tek romanıymış hani bazı kitaplar vardır ya 10 kitaba bedeldirler bu da öyle bir kitap benim gözümde...
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Can Yayınları · 201873.7k okunma
Reklam
160 syf.
·
Not rated
·
Read in 7 days
EŞİTLİK DEĞİL ADALET...
Yazar, kadın ve edebiyat arasındaki bağlantıyı, kadınların neden daha az şiir yazdığını, neden erkekler kadar yaratıcı olamadığını ve ya neden kadınlardan bir Shakespeare çıkmadığını anlatıyor kitabında. Her zaman süregelen "Eşitlik" tartışmasını yanıtlıyor, sahi kadın ve erkek gerçekten eşit midir ve ya gelecekte eşit olabilir mi? Kitabı okurken aslında bizim problemimizin eşitsizlik değil adaletsizlik olduğunu bir kez daha anladım gerek fiziksel anlamda gerekse biyolojik anlamda kadın ve erkek eşit değildir ve eşit olamaz ama bu adaletin sağlanmayacağı anlamına gelmez. Tam da bu yüzden eşit olmadığımız için adalet sağlanmalıdır, neden kadınlardan bir Shakespeare çıkmadı, neden kadınlar orduları yönetmedi ve daha bir sürü nedenler... Kadınlar daha az şiir yazıyor hatta yıllar öncesinde hiç yazmıyordu çünkü kadının kendine ait bir odası bile yoktu, kadınlar erkekler kadar yaratıcı değildi çünkü yıkayacak çamaşırı, yapılacak yemeği ve büyütecek çocukları vardı, kadınlardan bir Shakespeare çıkmadı çünkü kadın erkek yaşam şartları adil değildi... Eşitlik söz konusu olduğunda erkeklerin kadınlardan daha eşit olduğu su götürmez bir gerçektir işte bu yüzden kadın ve erkek arasında eşitlik sağlama çabasını bi kenara bırakıp adalete odaklanmalıyız...
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · İndigo Kitap · 201738.2k okunma
556 syf.
·
Not rated
·
Read in 11 days
Yazarın daha önce Hayvanlaşan İnsan kitabını okumuştum ve iki kitabın da beni derinden etkilediğini söyleyebilirim. Hayvanlaşan İnsan kitabında yazar daha çok insan psikolojisine yoğunlaşmıştı Germinal'de ise sosyalist konular üzerine yoğunlaşmış. Germinal, ücretleri düşürülen maden işçilerinin grevini konu alıyor. Sonu yürek burksa da gerek konusu gerekse anlatış tarzı ile kesinlikle okunmaya değer bir eser diye düşünüyorum.
Germinal
GerminalEmile Zola · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201910.9k okunma
283 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
Kitap bittikten sonra Deniz Gezmiş'in babasına yazdığı son mektubu anımsadım birden "Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir." ,diyordu son mektubunda. Mustafa İnan da erken gitti ama çok şey başardı yaşadığı süre içinde. Matematik hocası; 90 yıl yaşayacak sanıyordum, o gitti ben kaldım diyor ölümünden sonra. Ondan geriye başarıları ve bilime sunduğu katkılar da kaldı aynı zamanda... "Bütün romanlar uyumadan önce okuduğunuz kitaplar gibi acıklı ya da dehşet verici olmaz ya; ama, sonunun hüzünlü olduğunu söyleyebileceğimiz bu roman da, onlar kadar sürükleyici olabilir." *Sayfa 269*
Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan
Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnanOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202017.1k okunma
68 syf.
·
Not rated
·
Read in 9 days
Adaletsizlik ve bozuk düzen üzerine yazılmış etkileyici ve düşündüren bir eser. Kitap; hayatı, sıradanlığı ve içinde bulunduğumuz bozulmuş düzeni sorgulatıyor. "Hayatın yükü altında ezilebilir, ondan nefret edebilirsiniz ama onu küçümseyemezsiniz." Diyor yazarımız kitabında. Okurken durup düşündüren bir çok cümlesi vardı, kendisi küçük ama içeriği çok büyük bir yapıt. Kitapta o yılların Rusya'sında yönetim ve sınıf farklılıkları karakterler yolu ile gayet açık ve anlaşılır bir dille anlatılıyor. Yazarımız düşünen, sorgulayan ve sürüye katılmayı reddeden insanları yöneticilerin zararlı gördüğünü eserinde başarılı bir şekilde işlemiş. Kitabı okuduktan sonra fark ettim ki dönemler farklı olsa bile dünya düzeni aynı, ilerleyen tek şey takvimlerde yazılan sayılar...
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202270.4k okunma
288 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Darağacında Üç Fidan...
Okurken tüylerim diken diken oldu. Kitabın yarısını hızla okudum, sayfalar su gibi akarken ne kadar okuduğumun farkına varamıyordum. Kitabı yarıladıktan sonra yavaşladım, kitap ne kadar geç biterse o gencecik üç fidan darağacına o kadar geç gider gibi hissediyordum. İşkencelerin anlatıldığı sayfaları gözlerim dolu dolu okudum, okudukça içim burkuldu. "Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir.#denizgezmiş" "Söyleyin babama, yarın ayağımda bu lastik ayakkabıları görünce ayakkabısı yokmuş diye üzülmesin.#hüseyininan" "Ben ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu uğrunda şerefimle bir defa ölüyorum. Sizler bizi asanlar ş.......liğinizle her gün öleceksiniz.#yusufarslan"
Gülünün Solduğu Akşam
Gülünün Solduğu AkşamErdal Öz · Can Yayınları · 20216.6k okunma
160 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
Okuduğum ilk Shakespeare kitabıydı, akıcı bir anlatımı vardı. Kitabın sonunun böyle bitmesini istemezdim."Ne yaptımsa namus için yaptım" diyen, namusu bacak arasında arayan Othellolar olduğu için masum Desdemonalar ölüyor. Aslında 17. Yüzyılda yazılmasına rağmen günümüze hitap eden bir eser bence. Günümüz modern barbarlarının eylemlerinde etkili olan namus olgusu yüzlerce Desdemona'yı hayattan kopardı, bu zihniyet insan toplumlarında etkili olduğu sürece ne yazık ki bu kervana yeni Desdemonalar katılmaya devam edecektir
Othello
OthelloWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202020.6k okunma