Esma Saygın

Sabitlenmiş gönderi
"Allah'a beni uğursuzluklardan koruması için dua etmiyorum. Böyle durumlarda beni umutsuzluktan koruması için dua ediyorum. Biliyorum Rabb'im bir elimi bıraksa ötekini tutar."
yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Esma Saygın tekrar paylaştı.
Türkiye’nin utanç yılları resmen.
En kötüsü bu. Gelecek her kötülüğe, bedensel her acıya kat­lanmak isteğiyle dolusun, ama için korkularla dolu. Korkunun alçaklığa dönüşmesini istemiyor­sun. Direneceksin. Acılar nice büyük olsa da uzun sürmez diyorsun, uzun sürmez, biter bir yerde. Bu işin sonunda birgün bir kurtuluş ola­caksa, insanca olmalı, onurlu olmalı diyorsun, hep bunları diyorsun içinden. Kendi kendinle yüz yüze gelebilmelisin, bakabilmelisin kendi yüzü­ne. Başkalarının yüzüne de. Ama kendi yüzüne bakamayan biri ne yüzle çıkar başkalarının karşısına? En korkuncu bu işte; kendi yüzüne bi­le bakamaz olmak.
Sayfa 96 - Can Yayınları 15. Baskı 1992Kitabı okudu
Esma Saygın tekrar paylaştı.
Kendi gözlerinle görüyorsun kendini. Bit kadar küçük bir avluda, dört taş duvarın arasında, üzerinde mendil kadar küçük bir gökyüzü varken, hangi güneşin batışını, ne hakla, neresinden gözleyebilir, hangi bozkırın hangi güzelliğini yaşayabilirsin?
Sayfa 238 - Can Yayınları 15. Baskı 1992Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Esma Saygın tekrar paylaştı.
Bunca güneşsiz insan, bunca karanlık acılar içinde kıvranırken, duygulanmak, içten içe de olsa bir güzellik sarsıntısı geçirmek bile utançtan başka ne verebilir insana.
Sayfa 238 - Can Yayınları 15. Baskı 1992Kitabı okudu
Güneş bile yok sayılır burada; ne doğan, ne batan güneş.
Sayfa 238 - Can Yayınları 15. Baskı 1992Kitabı okudu
Reklam
Karanlık, uzun geçidin dibinde görünmez büyük çukurlar var, içleri batak. Yukarıdan görünmez urganlar sarkıtılmış üstümüze: yanımızda yöremizde hep bunlar. Kimimiz, karanlıkta görmeden, bilmeden, bu ilmiklere takılıp kalıyoruz, geberip gidiyoruz. Kimimiz, ayaklarımızın altındaki o görünmez, bilinmez karanlık çukurlara yuvarlanıp düşüyoruz; benim gibi.
Sayfa 226 - Can Yayınları 15. Baskı 1992Kitabı okudu
Ölecek misin? Bir ölebilsen. Ölüm korkunç değil, hiç değil. Hiç olmazsa konuşmadan. Konuşmamışken. Yarı ölü sayılırsın artık nasıl olsa. Kurtulsan bile, hiçbir zaman eski sen olamazsın artık. Bittin sen.
Sayfa 214 - Can Yayınları 15. Baskı 1992Kitabı okudu
Çevrende ilkel bir inanç buharlaşması içinde hoplayıp zıplayarak eriyip yok olmaya çalışan bu ilkel insanların arasında kısık bir ses, bir düşün içinden de olsa, boyuna konuşuyor yüreğinin içinde, fısıltıyla, babaca:
Sayfa 207 - Can Yayınları 15. Baskı 1992Kitabı okudu
Hazırladıkları oyunda sana hep 'evet' demek düşüyor. Beyaz bir deney faresi gibisin ellerinde, dilediklerince kullanacaklar. Oysa sen ne yapıyorsun? Koсаman bir 'hayır' yerine geçecek kocaman bir 'BİLMİYORUM' yazıyorsun kâğıdın ortasına. Az sonra gelince okuyacak. Okuyunca da çıldıracak. Çıldırsın. Dünkü oyunu sürdüreceklerini anlıyorsun.
Sayfa 199 - Can Yayınları 15. Baskı 1992Kitabı okudu
Bak ne diyorlar? Ayırmışlar: Size 'siyasi suçlu' diyorlar, bize 'adi suçlu'. Adımızı bile ayırmışlar. Dahası var mı bunun be arkadaşım.
Sayfa 184 - Can Yayınları 15. Baskı 1992Kitabı okudu
Reklam
Kafan suçlu senin, kafan. Kafanı beğenmemişler anlaşılan, kafanı suçlu bulmuşlar. İşlerine gelmemişsin onların, kapmışlar, tıkmışlar seni içeri, tamam mı?
Sayfa 184 - Can Yayınları 15. Baskı 1992Kitabı okudu
Gılay Nuri
…kalkar bizim adımıza bizsiz kavgalara girişirsiniz. Olmaz öyle şey. Bir kere buna hem hakkınız yok, hem de bizsiz yenik düşersiniz.
Sayfa 183 - Can Yayınları 15. Baskı 1992Kitabı okudu
Esma Saygın
@Esmaaca·Started reading a book
Arı Kovanı
Arı KovanıCamilo Jose Cela
7.3/10 · 165 reads
3,898 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.