Esma

96 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitap bittikten sonra karamsar bir ruh hali bırakıyor. Eserin Kafka üslubunu çağrıştırdığını belirterek başlamak isterim.Afyon ve içki bağımlısı karakterin bilincinde sürekli bir döngüye şahit olduğumuz -ki bence gerçek cehennem! Düşünsenize unutmak istediğiniz bir hatıra, tahammül edemediğiniz ve sizde karşılığı acı, nefret barındıran simalar harmanlanıyor ve sen kendini tekrar tekrar hayal, gerçek dahi ayırt edemeden aynı döngünün içinde buluyorsun. Korkunç! - imgelerle, gölgelerle dolu bir zihin yolculuğu. Dört duvar arasında, zaman kavramı olmaksızın sürekli bir sanrı halinde karakter. Ve her sanrının sonu aynı cümlelerle son buluyor : "Gel gidelim içelim, Rey şarabından içelim! Şimdi içmezsek onu, Ya ne zaman içelim?" Burada bahsettiği şarap annesinin ona bıraktığı zehir aslında, ölüme arzu duyuyor ama bi' o kadar da korkuyor. Son ana kadar hala fark edilmeyi, kurtarılmayı beklediğini ise şu cümleler açıklıyor :"Ahmaksın sen, daha neden geciktiriyorsun? Ne bekliyorsun, daha ne umuyorsun? Bitişik odada bir şişe şarabın yok mu? İç bir yudum, öl git!..Ahmaksın sen... Ben havaya konuşuyorum!" SH bu dünyaya vedasına kendi karar vermiş bir yazar, bu cümleler bu karakter ne kadarı kendinden bir şeyler taşıyor merak ediyorum doğrusu. Tema olarak ne kadar soyut ve metafizik konulara sahip olsa da araya sıkıştırdığı bazı politik, teolojik ifadeler de bulunuyor. Son olarak yazarın din ve tanrıya karşı ifadelerini sığ buluyor ancak kendi hayatında yaşadığı travmalardan ötürü (kitabın sonunda yakın bir arkadaşının ağzından biyografisi bulunmaktadır) hak veriyorum. Keyifli okumalar :)
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328,5bin okunma
Reklam
128 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Tavsiye Ederim
İlk defa bir japon klasiği okudum. Kitabı merak edip okumak isteyenler için sadece sonunda belirttiği gibi "açıkça betimlenmiş doğrudan bir kurgudan yoksun metin, aşina olmayan olmayan okur için kafa karıştırıcı olabilir" ifadesi çok doğru. Ben kitabı beğendim, cümlelerin soğuk ve yalın olması bilakis yaşadığı acıyı en derinden hissettirdi. İnsanlardan bir 'tür'müş gibi bahsetmesi ve bu 'tür'e olan aykırı kişilikten herkesin kendinden bir şeyler bulacağına inanıyorum. Tavsiye ederim.
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202334,7bin okunma
319 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Yazarın daha öncesinde Sözde Kızlar ve Fatih Harbiye eserlerini de okumuş olmakla birlikte Matmazel Noraliya 'nın Koltuğu çok başkaydı. Peyami Safa' nın hakkettiği kadar değer görmediğini düşünüyorum. Muhteşem bir psikolojik roman. Kesinlikle okunmalı.
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Matmazel Noraliya'nın KoltuğuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20177,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
7/10 puan verdi
Bazı kitaplar vardır sevdiğiniz bir yiyecek gibidirler, ara ara canınız çeker, yeniden okuma isteği ile dolup taşarsınız. Palto da öyleydi benim için. Bu ikinci okuyuşum ancak ilk idrak edişim diyebilirim. Ve buraya bir incelemeden ziyade karaktere olan serzenişimi belirtmek istiyorum. Ben neden okurken Akakiyeviç'in sesi olmak istedim, neden ona "bırak artık bu monotonu. Yaşa!" diye bağırmak istedim, neden Akakiyeviç'in kulağı, gözü olmak istedim?.. Ahh yazar herkesi eleştirebilir kitapta :vicdanını unvanının ardına saklamış olan "önemli kişiyi" eleştirebilir, işini düzgün yapmayan bekçiyi eleştirebilir, bir 'sürü' insanı eleştirebilir ancak son olarak yine kim ne derse desin Akakiyeviç'in bu içi burkan yapayalnız ölümü kendi seçimiydi. İnsan nasıl yaşarsa öyle ölürmüş. Unutmayın, insan nasıl öleceğine biraz da kendi karar verir.  demek isterim ki şimdiye kadar birçok karakter okudum. Birçoğunu yaşattım kendimle beraber. Ama hiçbiri sırtıma kambur gibi oturmamıştı. Hiçbiri bu kadar ağırlık vermemişti...
Palto
PaltoNikolay Gogol · Can Yayınları · 202037,2bin okunma