Esmanur Taştan

Reklam
Virata güneş ışığının kokusunu içine çekerek tek başına eve yürüdü.
Sayfa 33
Ama şimdi yalnızlık kıyısına vurmuş bir balık gibi çaresizlik ve acı içinde nefes almaya çalışıyordu.
Sayfa 87

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
kırlangıçlar
Fakat konuştukları dil, diğer kırlangıçların diliydi ve bu dilde, söylemek istedikleri şeyleri söylemekten utanıyorlardı. Bu dil, onların içindeki şeylere uygun değildi.
Sayfa 34
kırlangıçlar
Yalnız her ikisinin de içinde gizliden gizliye büyüyen bir korku vardı: Bir gün gelip ayrılmak korkusu.
Sayfa 33
Reklam
Kurtarılamayan Şaheser
İçimdeki ateş, herkesin ısınmak için bana sokulmasına kafiydi. Ben de onu üfleyip çoğaltmak, orada bir yangın yapmak ihtiyacını duymuyordum... Lakin, ey sevgilim, görüyorum ki bu, kıvılcımlarını senin kalbine sıçratmayacak kadar fersizmiş.
Sayfa 17
Kurtarılamayan Şaheser
Geceyi terennüm (anlatma) eden şarkılarım sana kendi gözlerini, gün doğuşunu anlatan şarkılarım sana dudaklarının rengini hatırlatmıyor mu? Dalgalara ait şiirlerimde dağınık saçlarının tellerine rast gelmiyor musun?
Sayfa 17
Cikletler artık çiğnenmek için satın alınmıyor. Paketlerin içindeki numaralı resimleri biriktirip bir seriyi tamamladıktan sonra çıkacak bisikletler, radyolar, fotoğraf makineleri için alınıyor. Çocuklar daha bu yaştan farkına varmadan kumara, vurgunculuğa alıştırılıyor.
Sayfa 22
Hatır-gönül, Allah rızası, hasbilik çoğumuz için unutulmuş, uzaklarda kalmış bir hatıradır sanki.
Sayfa 24
Gereksiz gibi duran ifadeler silindi, kimi yerlerdeki zaaflar giderilmeye çalışıldı. Buna rağmen, gene de, olması gereken metne ulaştığımı söyleyemiyorum. Bu bakımdan, bu metnin, benim indimde sakat doğmuş çocuk mesabesinde bulunduğunu ifade etmek isterim: onlar sakat da olsalar ve bilhassa bu yüzden daha çok ihtimamla ve şefkate layık görülürler. - Rasim Özdenören Açıklama Metni (1999)
Reklam
Fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammül etmeyerek onu koparıp atabilmek, işte adaşım, yalnız bu sevmektir.
Sayfa 14
Acaba birisini sevdiği için mi, yoksa hiç kimseyi sevemediği için mi, bu kadar yanık, bu kadar derinden çalıyordu?..
Sayfa 7
Sen sevgiline ne verebilirsiniz sanki? Kalbini mi? Pekala, ikincisine? Gene mi o? Üçüncü ve dördüncüye de mi o?
Sayfa 4
İyiyi kötüden ayırmak külfetini okuyucuya bıraktığım için özür dilerim. -Sabahattin Ali
Kendisini her zaman daha görkemli ve aydınlık sokaklarda yürürken, hep ileri giderken düşlemişti. Neşeyle sohbet ederken,şarkılar söylerken, şapkasını havada döndürerek yürürken ve heyecandan kalbi hızlı hızlı atarken görmüştü. Ama şu an buğulu bir camın önünde, kasvetli bir odada bulmuştu kendini. Koca şehirde tek başınaydı; gözlerini camdan birikip yavaş yavaş aşağıya süzülen su damlacıklarından ayıramıyordu; gözleri nemlendi, kendi gözyaşlarının da yanaklarından aşağı süzülmesini bekledi. Hayalini kurduğu ve özlemini çektiği şey bu muydu?
Sayfa 9
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.