Esra ünlü

Esra ünlü

Esra ünlü

, thinking of reading a book
Bırakma Kendini
Bırakma KendiniMehmet Dinç
8.7/10 · 533 reads
Reklam
148 syf.
·
Not rated
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse
8.1/10 · 38.2k reads
Yaşamak
Dördüncü olarak çok istediklerimizi az yapıyoruz. Yusuf Usta diye birisi var. Taş işliyor, bu konuda usta. "Taşı oyup içindeki güzelliği ortaya çıkarınca, o taş bana gülümseyip, "İşte ben buyum, bir taş parçası değilim.' diyor." diyor. Hayatlarımız da böyle. Hayatlarımız da hiçbir şey ifade etmeyen bir taş parçası olabilir ya da bir sanat eserine dönüşebilir. Neye bağlı? Bizim işlememize bağlı. Elimizi, aklımızı ve kalbimizi katarak yaşamayı yeniden işliyor olmamıza bağlı. Ne kadar işlersek o kadar sanat eserine dönüşecek hayatımız. Bakması, tutması, yaşaması o kadar keyif verecek. Ama işlemezsek dümdüz bir taş olacak. Bir yerde okudum, diyor ki: "Bazen hayatımı ilk gördüğüm kişiye şunu biraz tutar mısın diye verip arkama dönmeden kaçasım geliyor." O kadar hayattan bıkmış. İşlenmemiş hayat böyle olur. Ama işlersek tadına doyamadığımız, insanların bize doyamadığı, ömrümüz bitse bile sesimizin, sözümüzün devam ettiği bir hayata sahip oluruz.

Reader Follow Recommendations

See All
"Yazmadan önce düşünelim. Çünkü karşımızdaki gerçek insan. Karşımızdaki yazdıklarımızdan olumlu ya da olumsuz etkileniyor. Bakın suya bile kötü söz söylendiğinde sistemi bozuluyor."
Reklam
ok kısa ama ilaç olacak, hayat kurtaracak bir formül paylaşacağım sizinle. Derler ki hayatın altı ahlaki-etik ilkesi vardır. Nedir onlar? Birinci ilke, "Dua etmeden önce inan." diyor. İnanç, olacak. Bir hikaye var, çok hoşuma gider. Bir yerde yağmur duasına çıkmışlar. Bir kişi şemsiye götürmüş, onun hürmetine yağmur yağmış. Ötekiler yağmur duasına çıkıyor ama çıkıyoruz işte havasındalar. Yağmur yağar mı yağmaz mı belli değil. Ama bir kişi diyor ki; "Ya ben şemsiye alayım, yağmur duasına çıkıyoruz kesin yağmur yağacak." Bu kadar inandığı için yağmur yağıyor. İnanç olmadan olmaz.
Ümitsizlik mi aşılıyor bir insan, uzak dursun benden, ka- ramsarlık mı yayıyor, uzak dursun. Grip gibi bulaştırır bana o ümitsizliği, karamsarlığı. İdealsiz bir insan mı var geri dursun benden. Yardım edebileceksek ne mutlu, edelim; ama önce zarar görmediğimizden emin olalım.
Düş Oyunu isimli kitapta şöyle bir diyalog geçer: Bir gün bir çocuğa sormuştum, "Denizler neden tuzludur?" diye. Babası uzun bir sefere çıkmıştı. Çocuk he- mencecik cevap verdi: "Denizler tuzludur çünkü denizciler durmadan ağlarlar." "Neden denizciler böyle ağlarlar ki?" Çünkü dedi: "Yolculukları hiç bitmez, onun için mendilleri hep direklere asıp kuruturlar." Yine sordum: "Ya insanlar niçin ağlar?" Çünkü dedi: "Daha duru görebilelim diye gözlerin camını ara sıra yıkamak gerek."
Ben bedenime önem vermiyorsam, ruhum bundan etkileniyor.
İkincisi, gelişim yatırım ister. Üçüncü gerçeğimiz ise, gelişim çok boyutludur ve bütün gelişim boyutları birbirlerini etkiler. 5 tane gelişim boyutumuz var: Fiziksel gelişim, psikolojik gelişim, toplumsal gelişim, zihinsel gelişim ve manevi gelişim.
Reklam
Nefes alıp vermeye devam ettikçe insanın gelişimi devam eder.
Depresyon neden tavan yaptı dünya toplumlarında acaba? Hem de açlığın kıtlığın, savaşın kavganın olmadığı en rahat toplumlarda? Bağımlılık neden bu kadar normal hale geldi? İntihar niçin sıradan vaka oldu? Çok sebepler sayılabilir belki, ama en önemlisi hayata tutunamamanın, bir anlam bulamamanın farklı sonuçlarıdır.
Peki ne için ayakta kalmalıyım? Neden anlamlı bir hayat yaşamalıyım? Bir şekilde geldim bu dünyaya, öylesine yaşasam, şöylesine ölüp gitsem olmaz mı? Olmaz efendim, olmaz. İnsanın aklı var, kalbi var. Onlar rahat bırakmaz insanı. Bir anlam ister, bir sebep ister, bir süreç ister.
Hakikaten öyle... Gelin içimizdeki temiz özümüzü, güzel kodlarımızı bozmayalım. Nasıl bozuluyor? Anlamsız hırslara sahip oluyoruz. Gözümüz kararıyor ve bir yerlere dağılıyoruz, belki saldırıyoruz o hırslardan dolayı. Dağıldığımızda birçok şeyi kaybediyoruz ama en önemlisi de kendimizi kaybediyoruz.
İnsanın bir özü ve kodları var. Bu özün temiz olduğunu biliyoruz. Kodlarında iyilik olduğuna inanıyoruz. Problemlerle karşılaştığında mücadele edecek gücün özünde ve kodlarında bulunduğunu düşünüyoruz. Buna rağmen özümüz ve kodlarımız konusunda sorun yaşıyorsak bu fıtratımızı bozduğumuz, kodlarımızla oynadığımız anlamına gelebilir.
148 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.