Tomris Uyar'ın dediği gibi :
"Biz kadınlar cesur adamları severiz. Akışına bırakıp kenarda bekleyenleri değil. Gidişatı değiştiren, yön veren bahaneler altında ezilmek yerine çözüm üreten adamları."
Sabahattin Ali'nin kırgınlığına ortak oluyoruz: "Bana ne kadar kötülük yapılırsa yapılsın kimseye saygısızca gitmedim. Aram bozuk olsa bile birinin bana ihtiyacı olsa hiç düşünmeden giderim ama görüyorum ki saygının sevginin hatta şefkatin bile iyileştiremeyeceği insanlar var."
"Allah, der ki; kimi benden çok seversen onu senden alırım... ve ekler , o'nsuz yaşayamam deme, seni o'nsuz da yaşatırım... ve mevsimler geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur.. aklın şaşar, dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur, öyle garip bir dünya işte.. olmaz dediğin ne varsa hepsi olur.. düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın.. en garibi de budur ya, öldüm der durur, yine de yaşarsın."
Gösterişe, abartıya, başka birilerinin etkisiyle sarsılabilen temeli olmayan insan ilişkilerine değil; inceden yapılan güzelliklere, nazik duruşa, ağır başlılığa ve çıkarsız sevgiye inanıyorum. Kendi halindeliğe, omurgalı duruşa ve arkası dolu cümlelere inanıyorum.
Her türlü insanla baş edilebilir, önlem alınabilir ama vicdansız insanla asla. Cahilden bile tehlikeli, empati kuramayan insani duygulardan uzak bi robottur çünkü. Hiç kimsenin vicdansız kişilerle yolu kesişmesin inşallah.
Charlie Chaplin seyircilere bir şaka yapar ve herkes güler. Aynı şakayı tekrar yapar ve artık kimse gülmez. Sonra şu sözleri söyler: "Aynı şakaya defalarca gülemiyorsunuz, neden aynı şey için tekrar tekrar ağlıyorsunuz? Unutmayın, hiçbir şey kalıcı değildir endişeleriniz bile."
Bu kitabı okurken hiç bitmemesini istedim.Sanki kendimle sohbet ediyormuşum gibi öylesine gerçekti.Kalbe beyine ve ruha hitap eden bu kitabı kesinlikle öneriyorum.
zaten yazarımız Dostoyevzkı okumamak elde değil