Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.14
Eyüp Yıldız
Eyüp Yıldız
@Eyupyildiz
İsmini hatırlayan son kişi öldüğünde hiç doğmamış olacaksın
Gençlik ve Spor Bakanlığı
Lisans
Gaziantep
12 Mayıs
397 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
KENDİ VATANINDA (ŞEHRİNDE) TANINMAYANLAR!
Yazar Mustafa Turan ve Mehmet Sabri Genç Gaziantep'in hak ettiği değeri bulamamış yazarları.
Birkaç yıl önce Mehmet Sabri Genç ve kitapları ile tanıştım. Yazdığı şeyler o kadar güzeldi ki bir zamanlar benim yazma hayalini kurup hayata geçirmediğim şeylerdi. Daha sonra kendisi ile tanışma fırsatı buldum. Güzel bir muhabbetimiz oldu. Hak ettiği değeri kendi şehrinde göremediğini dile getirmiştim.
Bu muhabbetten birkaç yıl sonra, yani şu aralar Mustafa Turan'ın Sarı Yel kitabı ile tanıştım. Nereden elime geçti, kim verdi onu bile hatırlamıyorum. Okumak yeni nasip oldu.
Gaziantep'e 50 kilometre mesafedeki Yavuzeli ilçesinin bir köyünde doğmuş, hayatı mücadelelerle geçmiş gariban ve çok zeki bir köylü çocuğunun Harvard'a kadar uzanan başarı hikayesini anlatıyor. O kadar içten ve başarılı buldum ki fırsat bulduğum her an kitabı elime alıp bir an önce sonunu görmek istedim. Aynı duyguları Mehmet Sabri Genç'in Dünya Bir Gelindir kitabında da hissetmiştim.
Gaziantep yerel yöneticilerinin, belediyelerinin bu yazarlara sahip çıkması kanaatindeyim. Bu insanlar bu toprakların çocukları, bu bölgenin insanı. En azından bu bölgede tanınmaları, kitaba, edebiyata, kültüre değer veren her bir yetkilinin sahip çıkması gereken insanlar.
Bu konuda elimden bir şey gelir mi bilmiyorum ama deneyeceğim!
İyi okumalar!
Kölelik meselesi inanılır gibi değil. İnsanlar alınıp satılıyor, kendi malı gibi istediği gibi kullanılıyor. Kitap hakkında hiçbir şey yazmayacağım. Sadece bu kölelik meselesini Osmanlıya hiç yakıştıramıyorum sindiremiyorum.
BİLİMDEN POLİSİYEYE
Kitap hakkında hiçbir spoiler bilgisine sahip değildim okumaya başlarken. Dinleri kökünden sarsacak bir buluş ve bunun tüm dünyaya ilanı. Tüm bunları beklerken açıklamayı yapacak olan bilim insanının suikaste kurban gitmesi ve ardından yaşanan polisiye olaylar.
Kitabın çok akıcı ve duru bir dili var. Sonu bekleneni vermese de sürükleyici şekilde ilerleyip son buluyor.
Kitaptan Notlar
* Yüz yüze gelecek olursak aramızdaki boşluğa bak.
* Tanrı öldü. Tanrı ölü kalacak. Ve onu biz öldürdük. Katillerin katili, kendimizi nasıl avutacağız? Nietzsche
* Başarı, şevkini hiç kaybetmeden bir başarısızlıktan diğerine geçebilme kabiliyetidir.
* Evrenin işleyişi için Tanrı'ya yakarmaya gerek yok. Hiçbir şey yerine bir şeyin olmasının nedeni, kendiliğinden yaratılmış olması.
* din ahlakı sadece kendine mal edemez. iyi bir insan olduğum için iyi bir insanım. tanrının bununla hiçbir ilgisi yok.
Okur Takip Önerileri
Cânan
Canan ile ilgili kısa bilgiler ile başlayalım.
Canan, üç yaşındayken Adapazarı’ndan alınmış satılığa çıkarılmış bir Çerkez kızı. Saraya getirilmiş on on iki yaşına kadar büyütülmüş. Sonra kadınefendi kızın güzelliğinden kuşkulanmış onu Şakir Beyin evine yollamış. Renknaz hanım da şefkatli bir kadın. Cananı atmamış satmamış kızı gibi yetiştirmiş.
Başlıksız...
Kızıl Elma hikayesindeki kızıl elma bildiğimiz kırmızı elmadır. Ülkü olan kızıl elma değildir. Hikayeye başlarken böyle bir şey beklemiyordum sürpriz oldu. Vatan, millet vs. kavramların anlatıldığı bir hikaye değil.
Oğulla görüşme ise savaşta oğlunu kaybetmiş bir babanın ıstırapları çok gerçekçi duygularla anlatılmış. Oğlunun ölümünü yıllar sonra kabullenemeyen bir babanın çaresiz yola koyuluşu. Bu hikayede de beni çok güzel bir sürpriz karşıladı. Kafkas göçmeni bir ailenin çocuğu olduğum için hep garip isimler duyardım. Bu topraklarda olmayan isimler. Anneannemin annesinin adının Nasiphan olduğunu biliyordum. Kitaptaki kahramanımızın eşinin adının da Nasipkan olduğunu görünce çok şaşırdım. Kuzey Osetya ve hikayenin geçtiği topraklar olan Aksay, bölge olarak çok uzak değildi birbirine.
Sürprizlerle, şaşırmalarla dolu okumalar dilerim herkese.
