Sonsuzluk Kervanı, peşinizde ben,
Üç ayakla seken topal köpeğim!
Bastığınız yeri taş taş öpeyim.
Bir kırıntı yeter, kereminizden!
Sonsuzluk Kervanı, peşinizde ben...
Kalabalık içten içe ırgalanır gibi oldu, başlarının üstünden akan rüzgâr saçlarını uçuşturuyordu. Adam, hiç kıpırdamadı, yeni yapılmış küçük bir mermer sütun gibi.
...sizden öncekileri niçin helak etti biliyor musunuz? dedi, çünkü onlar kâfirlere benzemeye başlamışlardı.
Kardeşlerim!
Kalabalık ırgalandı gene.
...içinizdeki İslâmi gösterin. Çünkü İslâm, sizin üzerinizde görünmek ister. İman gizlidir, Islâm açık. İman kalbdedir, İslâm zahirde. İslam şeriatsa, șeriat sizin amellerinizde
görünmek ister.
Çünkü dışardakiler, herşeye rağmen sizin dışınızdadır. Bir çeşit doğa olayı gibi. İsteseniz de, istemeseniz de, sürüp gidecek ve kendini size kabul ettirecektir. Buradakiniyse siz seçiyorsunuz bu yüzden kızmaya hakkınız olmadığını biliyorsunuz. Istemeseniz bırakıp gidebilirsiniz her an.
Onların hayatında lüks, moda, israf, pintilik ve benzeri cehâletler olmazdı. Bir mahallede, varlıklı bir insan ile orta hålli ve hattâ fakir bir kişinin hayatları arasında bariz farklar bulunmazdı.