Kemerini açtı.
Organı serbest kaldığında, çılgınca bir özgürlük duygusuna kapıldı. Kamışı gölgede pıt pıt atıyordu.
Yakalayarak sıktı. Öylesine kuvvetli sıktı ki, parmak uçları bembeyaz kesildi. Ve şiddetle sıkmaya devam ederek mastürbasyon yapmaya başladı.
Etten bir mengeneyle sıkıştırılmış olmasına rağmen kamışından fışkıran sıvı, portatif masaya yayıldı. Nefes nefese, ağzındansalyalar akarak gözlerini açtı.
Algıları mükemmeldi. Karanlığa rağmen ayrıntıları çok net seçebiliyordu.
Hızı hızlı nefes alıyordu. Göğsü büyük bir güç duygusuyla şişiyordu. Ama kamışı hâlâ istiyordu. Arzusu henüz dinmemişti.
Birkaç dakika içinde, bu inatçı duygular tüm benliğini ele geçirecek ve başka hiçbir şey düşünmesine izin vermeyecekti.
Nefes nefese başını sallayarak aynı şeyi tekrar yaptı. Yeniden kendini tatmin etti. Hırsla.
Ve cinselliği bastıran bir insan onun müptelası olan bir insandan daha cinsellik doludur, çünkü cinselliği yaşarken enerji boşalır, bastırırken devamlı sisteminde dolaşır.
Cinsel yaşamın büyük istekleri karşısında aşırı bir sevgi gereksinimi, aynı zamanda yine aşırı bir korku duyan genç kızlar, kendilerini bir yandan hayatta cinsel olmayan aşk ideali aramaya, öte yandan sitemlerle karşılaşmaksızın gösterebildikleri bir sevgi ile libidolarını maskelemeye götüren dayanılmaz bir girişime atılmış bulunurlar.
Güzel bir kızın dudaklarını hararetle öpen bir kimse, kızın diş fırçasını kullanmaktan tiksinti duyar; oysa kendini hiç iğrendirmeyen kendi ağzının genç kızınkinden daha iç açıcı olduğunun sanmasının yeri yoktur.
'Kadının cinsel yaşamı, kimi zaman kültürel zayıflıklar yüzünden, kimi zaman da toplumsal adetlere bağlılıktan gelen çekingenlik ve biraz içtenlik noksanlığı yüzünden, hala kalın bir örtüyle çevrilidir.''