Fadik
@Fadik_kitaplarim
*Sevgiyle kalın Kitapsız kalmayın*
çocuk gelişimi
279 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Sabitlenmiş gönderi
Okur Takip Önerileri
Suretler İzler Gölgeler
Esra Yüksel
Kitabımız; İstanbul'un tarihi ve manevi dokusunu Gürgüler ailesi ekseninde anlatıyor biz okuyucularına. Tarihi Gürgüler apartmanın her katında, ayrı bir hikaye ye tanıklık ediyoruz. Her karakteri ayrı ayrı tanımak , onların hayatlarına , aşklarına , hüzünlerine , hayallerine , mutlu anlarına dokunma şansı yakalıyoruz okurken, bu anlamda duygu geçişleri çok iyiydi kesinlikle.
Herkesi bir birine bağlayan olay örgüsünün kopma noktalarını, bağlılıklarını sürükleyici ve etkisinde bırakan bir dille anlatılması çok güzeldi. Tomris' n hikâyesini okurken hüznüne ortak olmak. Aysel 'in Antalya'dan İstanbul'a uzanan Umut yolculuğu. Nursel'in kalp kırıklıkları . Gülfem'in elinin uzandığı herşeyi toparlama isteği, kızının günlüğünü okurken onunla yaşadığım hissiyatlar tarifsizdi. O deri ciltli deftere ne çok şey sığdırmıştı...
Abbas ile Aysel'in yaşadığı o temiz aşkları, duygu yüklü anları {{ Ne böyle sevdalar gördüm, ne böyle ayrılıklar. İlhan Berk (ne çok severim bu parçayı) duygulanmamak elde değil }}
Gürgüler apartmanı , teras katından , bodrum katına , İstanbul manzaraları eşlığınde tarihi dokusuyla her anı yaşatıyor okuyucusuna. İşte bu apartmandakilerin Suretleri, İzleri ve Gölgeleriyle tanışmak değerliydi...
Yazarımızın kalemine, naif yüreğine sağlık. Etkileyici ve iz bırakan bir geçit yaşattı romanımız. Tavsiyemdir. 
Esra Yüksel
Harfler çoğul, kelimeler tekil, cümleler oluk oluk. Bir suskunluk , bir ıssızlık; çıldırasıya bir savaş... Ben, kendime yoldaş, bir yıldızlar bir de kendimdir sırdaş. Kim bilir, kaç tekrar dinleyip, kaç kez direneceğim? Bir elime ah'ı, bir elime affı verip; tartın diyeceğim. Ben , kendimi suale çekeceğim. Nereye varırım bilmem, lakin teraziyi en ortaya dikeceğim. Ben ve diğer ben, doyunca ve yorulunca pes edeceğim... An'lar ve yarınlar boyu , bunları hep tekrar edeceğim. Ve sonra, yazacağım al-açık ; "daha yeni başladık, dinleyin!" diyeceğim...
İçimdeki Kenan Ülkesi
Okunması gereken bir kitap,ama bitmemesi gereken bir kitap. Okudukça sonsuzluğa hükmedecek kadar akıp evrilen cümleler. Şiirsel akışıyla Tasavvufi dokunuşlarıyla felsefi dönüşümleriyle esen rüzgarda aradığın nûr_u sükutu tattıran sayfalar, durmaksızın akıp giden nehir edasında okuyucusunun kalbine akan bir kitap. Taş (Hacer) , Kağıt ( (H)içimin Kenan Ülkesi) , Makas ( Gece ) ile kalemin anlatacak çok şeyi , biz okuyucularında heybesini dolduracak çok şeyi var velhasıl kelam...
Daha yüzlerce sayfa yazılsa soluksuz okurmuydum? Diye düşündüm! Kalbe huzur , dile dermen arayanlara rehber...
Önce okudukça ,cümlelerin altını, sonra sözcükleri sonra da farkettim ki her sayfayı çiziyorum nerdeyse . İşte ozaman anladım, altını çizdiğim ve not alacağım cümleyi koparamıyorum bir sonraki cümleden . Başlangıcı ,devamı,ortası her biri halkayı oluşturuyor bu zinciri koparmak mümkün değil. Önceki cümlenin anlamını adeta bir sonraki belirliyor... Söyleyeceğim odur ki ,okunur baştan sona ,bir değil defalarca. #fadiktavsiyesi kitaplıklara,gönüllere nadide bir kalem,değerli bir kitap #oku
Üç perdeden üç kelime düşmüştü sadrıma, kıskıvrak yakalanmıştım... Bir kalemde yanyana dizilemeyecek üç hakikat ve saklısında üç sır..
Yusef Masadow 
Dilek E.D
Doğanın en güzel resmi, köyün kendine has hayatı ve düşmeyen ritmi ile hüznü ve sevgiyi kucaklayacağımız , samimiyetin gerçekte ne anlam ifade ettiğini anlayacağımız, modern dünyadan bir anlığına bile olsa uzaklaştıracak, özlem dugusuyla okuyacağınız ve yazarımızın içsel yolculuğuna eşlik edeceğimiz ,yüreklere dokunacak bir hikaye ; Cemile Öğretmen , Nazlı ile , Neriman Teyze ve Ragıp ile güzel anlara eşlik etmek değerliydi...
Nazlı, doğduğu yaşadığı bu köyü çok seviyordu. Ama içinin bir köşesinde bu topraklara ait bir kızgınlık vardı. Buraya bırakılmanın, buraya terk edilmenin öfkesi vardı. Bir yanı ile aşkla bağlı olduğu bu köye bir yanı ile kızgındı. Ama bu köy Cemile Öğretmen için bir cennetti. Köyün Neriman Teyze'si, Nazlı'nın babaannesi idi. Anne sevgisin bilmezdi ama babaannesini de çok severdi... Baba sevgisi , onuda bilmiyordu Nazlı. Çünkü Ragıp sadece vicdan azabıyla yaşıyordu...
Bunlara rağmen , köyde yinede hayat vardı. Nazlı ve Cemile Öğretmen ile bu hayata dahil olmak ... Nice mavi kapılı evler , kapıları umuda açılan insanlar, çam ağaçları, köyü ortadan ikiye ayıran dere, hayvanlar, elleri nasır tutmuş dedeler, saçları kınalı nineler ,herşeyiyle bu küyün bir neşesi vardı...
Hayatın akan bir su gibi önüne çıkan her engeli sürükleme işlevi vardır. İnsan biraz sabır gösterse her dert görevini yerine getirip başka bir boyut kazandıracaktır...
Bu evlerinin kapısı maviye boyalı köy, içinde daha az öykü barındırarak devam edecekti yaşamaya. Azalan insanlara kapanan kapılar eklenerek... 
Gül Kılıçkaya
