Malena Amelie

Malena Amelie
@Falankesk
•Öd Tengri aysar, kişi oğlı kop ölgeli törimiş. •Ne mutlağım ne de muğlak. •#99476618#117931768
Sabitlenmiş gönderi
Ben Medusa, tanrıların dünyasında sadece bir ölümlüyüm.
Reklam
Sağ taraf, sezgisel, duygusal, görsel, mekansal ve dokunsal, sol taraf ise sözel, ardışık ve analitiktir. Beynin sol yarısı tüm konuşmayı gerçekleştirirken sağ yarısı da deneyimin müziğini taşır. O, yüz ifadeleri ve beden diliyle iletişim kurar, şarkı söylemek, dans etmek, ağlamak, küfür etmek ya da mimikler gibi sevgi ve üzüntünün seslerini çıkarır. Beynin sağ tarafı anne karnında gelişen ilk kısımdır ve anneler ve bebekleri arasındaki sözel olmayan iletişimi sağlar. Sol hemisferin, çocuklar dili anlamaya ve konuşmayı öğrenmeye başladığında harekete geçtiğini biliyoruz.
Ancak taramalarımız, geçmişteki travmaların beynin sağ tarafını harekete geçirirken, sol tarafını etkisiz hale getirdiğini net bir şekilde gösteriyordu. Artık beynin iki yarısının da farklı diller konuştuğunu biliyoruz.

Reader Follow Recommendations

See All
Ses, koku, bedensel duyumlar gibi travmanın diğer işlenmemiş parçaları, olayın öyküsünden bağımsız bir şekilde depolanmaktadır. Benzer algılar, genelde geçmişe dönüşleri (flashbackleri) tetikleyerek bunları zaman sürecinde değişmemiş, ilk yaşandığı andaki hâliyle bilinç düzeyine getirir.
Bir siyasetçinin demokrat bir kişiliğe sahip olduğunu gösteren tek kriter kendisini destekleyenlere değil kendisini eleştirenlere nasıl yaklaştığıdır. Partisi, logosu, rozeti, cenahı ne olursa olsun kendine karşı duranları yaftalayan, yıldırmaya sindirmeye çalışan, onlara hakaret eden, gözdağı veren, tehdit eden siyasetçi özünde demokrat değildir. Bu kişi otoriter bir hükumete karşı olsa da bu gerçek değişmez. Elinde demokrasi bayrağı, dilinde demokrasi sözleri olsa da değişmez. Onun arzusu güçtür ve bulunduğu yerde sadece güç için duruyordur.
Reklam
Henry K. Beecher, "güçlü duyguların acıyı bloke edebildiği" yorumunu yapmıştır.
Solomon, beynin strese tepki vermek için salgıladığı morfin benzeri kimyasallar olan endorfinlerin bu paradoksal bağımlılıklarda rol oynadığı varsayımında bulunmuştur.
Özellikle son bir yıldır herkeste ciddi bir anlam problemi var. Nietzsche "tanrı öldü ve beşikte yeni bir tanrı yok" diyordu. İnsanlık tarihi boyunca anlam dünyasının değiştiği bu geçiş dönemleri hep sancılı olmuş. Ortaçağ dindarlığından ve mahremiyetinden sosyal medya şeffaflığına ve aynılığına çok hızlı bir geçiş yaptık. Dinler, ilkeler, kültürler, sınırlar hızlı bir şekilde birbirine girdi. Herkes bocalıyor. Çevremdeki pek çok insan psikotik, nevrotik kırılmalar yaşıyor. Bununla baş etmek için suda panikleyip boğulan insanlara dönüyoruz. Tek çıkış, çıkışı bulma paniğini bırakmaktan geçiyor sanki. Bedeni dinlemekten, yürümekten koşmaktan değil suyun yatağını bulması gibi akmaktan. Etrafa baktığımda neredeyse apokaliptik bir karanlığa eşlik eden yeniden kurulma ışığı görüyorum. Kıyametle güneşlenmek. Bu çağın insanının yazgısı.
Kötülerin kaybetmediği bir ülke, çocuklarına ahlakı öğretemez.
Böyle bir zihniyetle neyi konuşabilirsiniz ki?
Reklam
Doğa, zayıflara fazla merhamet göstermez.
Bir kötülük var; ya içimizde ya dışımızda..
Salieri kompleksinizle ancak Mozartın gölgesine hapsolup delirirsiniz.
Travmatik soykırımdan çıkan savaş ehli Yahudiler babadan kalma zihinsel ve fiziksel travmalarin acısını bugün masum bir halktan alarak aktarımı geçmişten geleceğe taşımaya devam ediyorlar. Peki ne olacak bu, bu kadar acımasız bir yaşamdan ve savaştan çıkan bu insanlar bir daha hayata ne denli tutulacak? İşte psikoloji burda savaş nevrozuna "fizyonevroz" terimini kullaniyor, travma sonrası stres, depresyon, ve savaş canisi olarak devam etmek. Yaşam disiplin üzerine inşa edilmiştir, tüm canlılar otomatik disiplin islevindedir. Bunda sapma yapan tek varlık insandır. Zihni iyileştirilmemiş Hitler de, yahudiler de vs. herhangi biri bile dünyaya mitralyüzden kanlar dökmeye devam edecektir.
4,156 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.