Fatih Kurtuluş

Fatih Kurtuluş
@Fatih_Kurtulus
Özgürlük ve bağımsızlığı karakter edinmiş erkek birey.
ARGE Teknikeri
Dokuz Eylül Üniversitesi
İzmir
28 reader point
Joined on March 2020
Şu anda okuduğu kitap
Venüsler Ne Öğrendiler
Venüslüler Marslıların ilgisini rahat ve olumlu bir havada istediklerinde, onların da bunu seve seve verdiklerini gördüler. Marslılar kendilerini tümüyle mağaralarına kapattıklarında da Venüslüler bunu üstlerine alınmadılar. Bunun özel sohbetler yapmanın değil, sorunların arkadaşlarıyla paylaşmanın ya da alışverişe çıkmanın zamanı olduğunu öğrendiler. Marslılar da böylece sevildiklerini ve kabul edildiklerini görüp, mağaralarından daha çabuk çıktılar.
Sayfa 49 - Altın Kitapları
Reklam
Marslı Venüslü Paradoksu
Mağarasına çekilmiş bir erkeğin birdenbire açık, tepki veren, sevgi dolu bir hale gelmesini beklemek, tıpkı huzursuz bir kadının hemen sakinleşivermesini beklemek kadar gerçeklerden uzaktır. Bir erkeğin her zaman sevecen duygularını ön planda tutmasını beklemek de, bir kadının duygularının her zaman mantıklı ve akılcı olmasını beklemek gibi bir hatadır.
Sayfa 41 - Altın Kitapları
Fatih Kurtuluş

Fatih Kurtuluş

, started reading a book
Kıssadan Hisse
Barry Unsworth
8/10 · 161 reads

Reader Follow Recommendations

See All
Hz. Yakup, Kurtuluş
Çok uzun yıllar önce, bu geceye benzer bir gecede Yakup, Tanrı'yı kendisini kutsamadan bırakmamıştı: Bunun üzerine Tanrı ona sormuştu: "Adın ne senin?" İşte sorun buradaydı: bir ada sahip olmak. Yakup cevap verdikten sonra, Tanrı onun adını İsrail olarak kutsamıştı. Her birimiz beşikte bir ada sahip oluruz, ama yaşamımızı, ona bir anlam vermek için seçtiğimiz adla kutsanmamız gerektiğini öğrenmemiz gerekir. "Ben Akbar'ım," demişti kadın. İlyas bir ada gerek duyduğunu anlayabilmesi için, kentin yerle bir edilmesi ve sevdiği kadını yitirmesi gerekmişti. Ve işte o anda, kendi yaşamına Kurtuluş adını verdi.
Sayfa 203 - Can çağdaş
Kutsal ateş
Tanrı onu kendisiyle boy ölçüşmeye ve sorduğu soruya cevap vermeye çağırıyordu: "Bu kadar kısa ve acılarla dolu bir yaşama neden böylesine asılıp duruyorsun? Verdiğin bu savaşın anlamı ne ?" Bu sorunun cevabını veremeyenler, baş eğiyordu. Ama varlığına bir anlam vermeye çalışanlar, Tanrı'nın adaletsiz olduğunu düşünüp yazgısına başkaldırıyordu. İşte bu durumda, göklerden bir ateş iniyordu yeryüzüne; öldüren değil, eski duvarları yıkarak her insana gerçek yeteneklerini sunan ateş. Korkaklar, bu ateşin gönüllerini sarmasına hiçbir zaman izin vermiyordu. Onların tek istediği, durumun en kısa sürede eskiye dönmesiydi; böylelikle eskiden olduğu gibi yaşamayı ve düşünmeyi sürdürebileceklerdi. Buna karşılık, yürekli olanlar, eskimiş, aşılmış olan her şeyi ateşe veriyor ve büyük iç acılar çekme pahasına her şeyi terk edebiliyorlar -Tanrı'yı bile- ve ilerlemeyi sürdürüyorlardı. "Yürekli olanlar, her zaman inatçıdır."
Sayfa 202 - Can çağdaş
Reklam
Reklam
303 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.