Alex, çetesi ve onların şiddet dolu hikâyeleri... Kitabın daha başlarında okuduğum şeylerden dolayı âdeta şok oldum. Zîra böylesine şiddet dolu hadiseler, şiddetten bu kadar haz alınması tahmin edebileceğiniz gibi normal ve hoş gelmedi.
Romanın, şiddet dolu sahnelerin bol bol yer almasına rağmen oldukça -hatta fazlasıyla- samimi bir dili var. Kitapta bolca çakozlamak, dikizlemek, marizlemek, cavlamak, b.k püsür vb. kelimeler yer alıyor. Bu samimiyet, ana karakter ile -istemeseniz bile- bağ kurmanıza sebep oluyor.
Hikâyemiz, Alex adlı şiddetten haz alan bir gencin (ve çetesinin) şiddet dolu faaliyetlerde bulunmasına ve polise yakalanmasıyla başlıyor. Buraya kadar her şey şiddetin tasviri ve bu hadiselerin anlatımıyla geçiyor. Bu kısımdan sonrası ise daha çok siyâsî bir havada geçiyor.
Şaşırtıcı olan şu ki, Alex'in bunca yaşadığı şeyden sonra en ufak bir pişmanlık duymaması ve b.k püsür. :)
İnsana tesir eden, içine işleyen ve -bilhassa bu kitap için konuşmak icab ederse- yumruklarınızı sıktıran bir eser. İyi okumalar...
"Ama sizler, ey kardeşlerim, eskidenki küçük Alex’inizi arada sırada hatırlayın. Âmin. Ve bok püsür."