Çünkü bu insansilarin tuhaf bir özelliği vardi ki aralarindan bazilari hissetmedikleri duygulari yansitmanin sanki ustasi olmustu.İstedikleri şeyi elde edebilmek için gündelik yaşantida sürekli birbirlerine duygu blöfleri yapar hale gelmeleri tamamen normalleştirilmişti, hatta duygu blöfculerine gösterilen saygi hayret vericiydi!
Kalbinde yasamin isigi bulunan herkesi, hayati engellemeye cagiriyorum. Bugünden itibaren yaşami korumak icin savaşan herkes kardeşim, yaşama saygisizlik eden herkes düşmanimdir!
Bağirsaklarda yaşayan bakteriler gibiydik, aramizda bedene çok yararli olanlarimiz olduğu gibi , bedeni hasta edecek nitelikte yagmaci olanlarimiz da vardi. Bağirsak çeperindeki iyi bakterilere sürekli saldiran yagmaci antikorlara dönüsmüstü toplumun kurduğu bu sistem. İnsanlik bu gezegenin kron hastaliğiydi.Kendini imhaya giden her sistem gibi kendi kuyusunu kazacak sekilde yönetiliyordu.
“Sizin güvenliğiniz için” bugünlerde, birini baski altina alirken en cok kullanilan cümleydi. Bunlardan biri yardima geliyorsa , onlarin yardimi size ulasmadan ölseniz cok daha iyiydi O yardimdan sonra ruhunuz, hala hayatta kalabilirse de yagmalanan degerleriniz, aşagilanan duygularinizla siz zaten ölüydünüz . Yaşarken ölmek en lanetlisiydi. Yasarken ölen vatandaşlarin ülkeleriydi üçüncü dünya ülkeleri.
Herseyi zenginlikleriyle yönetenler vardi, düşüncesiz, bencil, sorumsuz umursamaz,merhametsiz ama zengin olanlar. Sadece zenginligin kamuflajinda daha hakli ve daha saygindilar. Paranin amac olduğu hayatlarinin deneyiminde kaybolmuş karar vericilerdi bunlar. Başkasinin yaşami üzerine karar verecek güçte ve idealsizlikteydiler.Manipülatörler. Onlara kim izin veriyordu?
Neyi , niye, nasil merak ettiğine dikkat et. Evren merakla harekete geçer, düşünceyle genişler, korkuyla küçülür, analizle büyür, yargiyla son bulabilir. Merak ettiğin hersey senin kim olacağina yön verir.