milenanin kafkayı içine çekmesi birazda kafkanin hayalgücü yüksek bir insan oluşundan kaynaklanmakta. ona bu denli bağlı oluşu milenanin güzelligi zekası veya ahlakı değil , kafkanin imkansıza olan tutkusu. milenaya duyduğu özlem her geçen gün yaşam enerjisi düşen kafkanın şifası. Kafka duygularındaki dinamiklerin elbet farkında ama işte bazı insanlar kendi içlerinde bulunduğu pesimist ruh halinden çıkabilmek için kendisine heyecanlı bir oyalama arar. kafkanın mektuplarını milenaya olan aşkının tezahürü olarak değilde artık yaşamının son dönemlerinde olduğunu bilen pesimist karamsar yalnız bir insanin zekâsina güvendiği biriyle dertlesmesi olarak okumak gerek. kitabın en
can alıcı bölümlerinden birinde kafkanin evliliği iki tarafın yalnızlıklarını birbirine yüklemesi olarak tanımlamasıda bu noktada oldukça manidar. evet kafka belki gerçekten sevdi gerçekten aşık oldu ama tüm bunların altında yatan ana neden kafkanın hayat yorgunluğunu bir nebzede azaltmak için kendisine yeni umutsuzluklar doğurmak istemesi, milenayla beraber zihnindeki negatif enerjinin etkisini yeni bir delik açarak biraz daha azaltmak istemesi..