Fettah Beyaztoprak

Fettah Beyaztoprak
@Fettah_Beyaztoprak
Öğretmen
Marmara Üniversitesi
Mardin
6 reader point
Joined on July 2023
Benim elbet bir bildiğim var: Hayat saçma sapandır. Üstüme saçmalı tüfeğiyle ateş açtı hayat Yaylım ateş, bombardıman, güldürücü gaz Şairsin! Arkanı dönme! Neyin var sen de fırlat! Hiç yoksa şu inkisârı kâğıda geçir, sonuna kadar yaz Nasıl olsa çıkaramazsın saçmayı etinden Hiç deneme Cibril'i düşünmeden Asla yaşayamazsın Seni uçurmazsa yandın Kuşları da uçuran Ey şair! Ey dilenci! Kanatsız, mızmız, sözün köpeği Tiryakilik peşinde geceleri Günün ortasında karmanyolacı.
Reklam
Başka pek çok şehirde olduğu gibi İstanbul'da da paranın hiç mi hiç değeri kalmamıştı artık. Benim Doğu'ya gittiğim yıllarda bir akçeye dört yüz dirhemlik kocaman bir ekmek çıkaran fırınlar, şimdi aynı paraya bunun yarısı ve üstelik tadı tuzu insanın çocukluğunu hiç mi hiç hatırlatmayan bir ekmek veriyorlardı.
Sayfa 15 - YKY
120 syf.
·
Not rated
Çiftlere Cinayet Dersleri
Çiftlere Cinayet DersleriSelîm Temo
7.9/10 · 96 reads

Reader Follow Recommendations

See All
Elvedalar bile salon mobilyaları gibi, ancak dünyalığı yolunda olanların kendilerine peşkeş çekebilecekleri bir lükstür.
Sayfa 116
Reklam
Beraber çalışıp beraber çile çeken insanlar birbirlerine öyle bağlanırlar ki, bir kısmı buz, bir kısmı da ateş olsa, birbirlerine uyup canciğer kardeş oluyorlar.
Sayfa 101
Ben o zaman çocuktum, insanları yaşlarına göre hep babalarım, analarım, kardeşlerim sayardım. Kendimi dünyada bir sığıntı, bir çile çekici değil, beklenen bir misafir, dünyayı da cennet sanırdım. Gördüklerimi aç bir süngerin suyu içtiği gibi, hep içime çektim.
Sayfa 17 - Bilgi
...sefalet muziptir ve fıkaralığın insan vücuduna oyduğu izler, uzaktan kir gibi görünen kemik gölgeleri, suyun heyecanı ve sabunun inadıyla kaybolmazdı. İnsan derisinin temiz olduğu belli olması için altında kan lazımdır.
Sayfa 103 - Sander
Hayat, sık sık annemin gözlerinden sızıp, yanaklarından aşağıya doğru törensel bir havada iniyordu.
Sayfa 49 - Doğan Kitap
Bizim gibiler, yani çiftliklerde ırgat olarak çalışanlar, dünyanın en yalnız adamlarıdır. Aileleri yoktur. Hiçbir yere ait değildirler. Çiftliğin birine kapılanır, kısmette ne varsa cebe indirirler. Sonra kente inip o paranın dibine darı ekerler. Bundan sonra yapacakları ilk iş bir başka çiftliğin kapısını çalıp kuyruk sallamak olur. Hayattan bekledikleri hiçbir şey yoktur.
Sayfa 20 - Remzi
Reklam
Yorgunum, deyiverdim kendi kendime. Oysa yorgunluk aniden gelmez. Bunu herkes bilir. Damlayarak birikir o. Tıpkı musluktan maşrabaya sakince düşenler gibi. Tıp tıp. Önce duyulmaz, biraz birikti mi evin içinde trampet çalar. İnsan yorgunum, demeden önce ıhlamaya başlar. Sonra anlar başına geleceği.
Sayfa 21
Karakter
Romanda esas karakter, sahip olduğu potansiyelleri eserin sonunda gerçekleştiren, olgunlaşma potansiyeline sahip bir saflıktan sonra, hayatın gerçeklerini kabullenen bir olgunluğa erişen kişidir.
Sayfa 22
Sana Leyla dedim Suna dedim şiirlerde şarkılarda Gerçek adın bir fısıltı gibi kaldı ağızlarda dudaklarda Çatlar yüreğim bir nar gibi o sırrı anar da Avunurum doğduğumdan gelen muştulu armağanlarla Melekler gökten indi armağanlarla Ve bir bahar günü doğdun sen
Sayfa 16 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir.
Sayfa 249 - YKYKitabı okudu
Hayat herhalde bir katakulli değildi. Ama neydi? Bu hayatın bir manası olmak icap ederdi. İnsan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı! Daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı.
Sayfa 188 - YKYKitabı okudu
Onlar da bu oda gibi, bütün evleri gibi henüz nereye ait olduklarını bulamamışlardı. Onların içinde besmele levhasıyla Sonya plağı yan yana duruyordu.
Reklam