… kalemi kağıdı bir yana koyarak yorgun gözlerini uykuya teslim etmekti. Kısacık bir süre de olsa hayattan uzak kalmaktan nefret ediyordu; onu tek tesellisiyse çalar saatinin beş saat sonraya kurulu olmasıydı. Neyse ki sadece beş saat kaybettikten sonra çınlayan saat tarafından bilinçsiz halde yatmaktan kurtarılışının ardından, on dokuz saatlik muhteşem bir gün daha geliyordu.”