Son 100.000 yıldır, bir tür olarak az buz yol kat etmedik: Buldukları çerçöple hayatta kalmaya çalışan avcı toplayıcılardan, kendi kaderini elinde tutan, üyeleri birbiriyle üst düzeyde bağlantı halindeki gezegen fatihlerine dönüştük. Bugün, atalarımızın hayal bile edemeyeceği gündelik deneyimlerin tadına varıyoruz. Dayalı döşeli mağaralarımıza istediğimizde su sağlayacak temiz nehirlerimiz, elimizdeyse boyutları irice bir taşınkini geçmediği halde dünyanın bilgisini içeren aygıtlarımız var. Bulutların üstünü, gezegenimizin kavisli yüzeyini uzaydan düzenli olarak görebiliyoruz. Dünyanın öbür ucuna seksen milisaniyede mesajlar gönderiyor, uzayda dolanıp duran bir insan kolonisine ulaştırmak üzere, saniyede altmış megabit hızla dosya yüklüyoruz. İşimize arabayla gitmek gibi sıradan bir eylemi gerçekleştirirken bile, biyolojinin büyük başyapıtlarını (çitalar gibi) geride bırakan ortalama hızlarla ilerliyoruz. Türümüzün bu büyük başarısını borçlu olduğumuz şeyse, kafatasımızın içinde saklı duran bir buçuk kiloluk madde kitlesinin sıra dışı özellikleri. İnsan beyninde nasıl bir özellik vardı da bu yolculuk mümkün oldu? Eğer başarılarımızın ardındaki sırları aydınlatabilirsek, belki de beynin gücünü dikkatli ve anlamlı bir biçimde yönlendirebilir, insanın hikâyesinde yeni bir bölüm yazmaya başlayabiliriz. Önümüzdeki bin yıl bize neler getirecek acaba? Uzak gelecekte insan ırkı neye benzeyecek?
Halil Cibran, toplumsal gerçeğimizde bilinmeyen ender filozoflardan biridir.
Her cümlesinde, durup düşündüren etkinli filozoflardan biri.
Kendi benliğinize saygı kazandıracak eserlerini, okumazı tavsiye ediyorum.
MeczupHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117.8k okunma
İyi Tanrı ile Kötü Tanrı dağın doruğunda karşılaştılar. İyi Tanrı, "Günaydın sana, kardeş," dedi. Kötü Tanrı cevap vermedi.
lyi Tanrı üsteledi. "Bugün keyfin yok, herhalde," diye seslendi.
"Evet," dedi Kötü Tanrı, "çünkü bu son zamanlarda sık
sık seninle karıştırıldım, senin adınla seslendiler ve senmişim
gibi davrandılar bana. Bu da hoşuma gitmiyor."
İyi Tanrı da şöyle dedi: "Ama beni de seninle karıştırdı- lar, senin adını verdiler bana çoğu zaman."
Kötü Tanrı, insanların aptallıklarına lanet okuyarak çe- kip gitti oradan.
Kitap tavsiye ederim, zihin ve düşünce dünyasında görünmeyen tarafına ışık saçan tarzda bir kitap.
Ayrıca, rüya ve gerçek hayatın arasındaki farkındalığı var mı sorgusu düşündürüyor.