Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Firdevs Şeyma Öztürk

Geçici ve kalıcı olan...
Dünyayı geçici,cenneti ebedi kabul eden için bu dünyada endişeye mahal yoktur. Sabredemeyen ve hayatı nasıl planladıysa öyle yaşayacağını zanneden içinse bitmez tükenmez çileler vardır. Nureddin Yıldız
Reklam
Kur'an İkliminde Müzâkereler
Şerâfeddin Kalay hocam dediler ki ; "şimdi fakültelerde filanca sahabelerin çatışmaları diye tez yazılıyor. Halbuki Said bin Zeyd incelenmeli. Ömrü boyunca İslam geldikten sonra haram olan şeylere tenezzül etmemiş,fıtrat üzerine yaşamıştı.Nebî Sallallahu aleyhi vessellem e yetişemetip yolda vefat etmişti." Rûm Sûresi'nde değinilen fıtratallah ve dini kayyimeye örnekti. Sarsıcı bir hatırlatma duydu kulaklarımız ve dahi kalplerimiz...
Yakaza
Garip bir hal var insanların üstünde. Sanki yeni gelmiş ve az sonra gidecek gibi tedirgin. Fakat biraz sonra bakıyorsun ki kazık çakmışcasına dört elle sarılıyor ana ve mekana. Garip bir hal var üzerimizde, sanki uykudan yeni kalkmışız ezanla. Sendeliyoruz hafifçe, abdest almaya giden o koridorda. Sokaklar bir garip karanlık ve tümsek olmuş. Bu okunan sabah ezanı mı yoksa rüyada mıyım? Namaz uykudan hayırlıdır dedi müezzin ama sanki ikindi vakti yorgunluğu var dünyada. Anlar ve ve yerler karışmış bir bozuk düzen akmakta...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yedi İklim Dergisi ,Sayı 388; Büyük Gündem
Kendi fasit dairesi içine yığılmış bilinciyle kaditleşmiş(kadid: bir deri bir kemik kalmak,çok zayıf olmak) toplumların geleceği de geçmişi gibidir. Bir oluş hâlinde olan zamanın farkında olmayan insan ve toplumlar ya geçmişin nostalji hastalığı içinde ya geleceğin şaşalı hayalleri içinde yaşar.
Bazen merak ediyorum.. Annem bu kadar heyecanlı coşkulu olmasa duygularımı bu denli coşkulu ifade eder miydim? Babam bu kadar sakin bir insan olmasa içimde kasırga koparken durgun bir deniz gibi kalabilir miydim? Annem bu kadar şefkatli ve empati sahibi bir kadın olmasaydı, herkesle inceden inceye ilgilenebilir sürekli çözüm arayan biri olabilir miydim? Babam elinde şiir kitabıyla gelip al bakalım oku bize demese şiire gönül bağlayabilir miydim? Annem borçla kıyafet almak yerine borçla kitaplar alıp elimize vermeseydi, kitaplara sığınan onlarla sevinen biri olabilir miydim? Annem bu kadar dakik programlı ,babamsa bir o kadar oluruna bırakan biri olmasaydı dakiklik ve rahatlık arasındaki o deli sınırda gezebilir miydim?Hayat bir bilmece gibi,zamanın ezici çarkları arasında öğütülmemek isteyen gözlerini öteye ötenin ötesine dikmek zorunda.
Reklam
Herkes kendi hakkını savunur ve daima kendini haklı görürse sevgi,anlayış,merhamet neticede asgarî müşterek diye bir şey kalmaz. Bazen de başkasının hakkını korusan,bazen sınırlarını aşsan.. Neden Kâbe yıkılmış gibi tepki verdin? Düşün sadece,düşün,düşü,düş...
Fetih Sûresi,29.ayet-i kerime
" Muhammed Allah’ın Resûlüdür. Ve onun berâberinde bulunanlar; kâfirlere karşı çok şiddetli, kendi aralarında gāyet merhametlidirler; onları çokça rükû‘ eden kimseler ve çokça secde eden kimseler olarak görürsün; (onlar) Allah’dan bir lütuf ve bir rıdvân (sâdece O’nun rızâsını) isterler.Secde eserinden olan alâmetleri, yüzlerindedir. Bu, onların Tevrât’taki vasıflarıdır. İncîl’deki vasıfları ise, bir ekin gibidir ki filizini çıkarmış, sonra onu kuvvetlendirmiş, sonra kalınlaşmış da gövdesi üzerine dikilmiştir; (bu hâl) ekincilerin hoşuna gider; (onlar hakkındaki bu benzetme) kâfirleri onlarla öfkelendirmek içindir. Allah, onlardan îmân edip sâlih ameller işleyenlere bir mağfiret ve (pek) büyük bir mükâfât va‘d etmiştir."