At, terlemiş, kapkara kesilmişti.
Öylesine soluyordu ki, göğsü, kaburgaları
hep birlikte inip inip kalkıyordu. Bütün döşü,
sırtı, sağrısı köpüğe batmış. Memed de tere
battı. Terler her bir yerlerinden sızıyor. Terler
gözlerine doluyor.
inanalım soğuk mevsimin başlangıcına
inanalım düş bahçelerinin yıkıntılarına
inanalım işsiz devrik oraklara
ve tutsak tanelere.
bak nasıl da kar yağıyor.
Evet… neden demeyeyim sana ey aşina göz
ben senin hayallerinin değişmez geliniyim
Ben vefasız Leyla’nın sessiz ve soğuk mezarına
Ayağıyla hafifçe basan o kadınım...
yorgun, solgun ve bitkin
kendi viraneme gidiyorum
vallahi şehrinizden
perişan kalbimi götürüyorum
götürüyorum o uzak noktaya ki
arındırayım günahın renklerinden temizleyeyim aşkın lekesinden
böylesi boş ve beyhude isteklerden
senden uzaklara götürüyorum
senden, ey imkânsız ümitlerin cilvesi
diri diri gömmeye götürüyorum ki
olmasın bir daha kavuşma hevesi