Funda K.

Erişebileceğimiz en yüksek mertebe Bilgi değil Akılla Dayanışmak'tır.
Sayfa 46 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnsan cehaleti bazen sadece yararlı değil aynı zamanda güzeldir de, oysa sözde bilgisi çoğunlukla yararsızdan da öte çirkindir. Hangisiyle uğraşmak daha iyidir, bir konu hakkında hiç bilgi sahibi olmayan biriyle mi, hiçbir şey bilmediğini bilen biriyle mi- ki bu son derece ender rastladığımız bir durumdur- yoksa konu hakkında gerçekten bir şeyler bilen ama her şeyi bildiğini sanan biriyle mi?
Sayfa 46 - Can YayınlarıKitabı okudu
Zaten Bilgi diye övündüğümüz, aslında bizi gerçek bilgisizliğin avantajlarından yoksun bırakan "bir şeyler biliyorum" kibri değil de nedir? Bilgi çoğu kez cehaletin olumlanmasıdır; cehaletse bilginin olumsuzlanması anlamına gelir.
Sayfa 45 - Can YayınlarıKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Fransız Niepce aktinizmi keșfederek, güneş ışınlarının kimyasal etki yaratan bir güce sahip olduğunu ve granit kayalar, taş yapılar ve metal heykellerin "hepsinin benzer sekilde gün ışğının zararlı etkilerine maruz kaldıklarını ve Doğa koşulları bu kadar mükemmel olmasaydı evrenin bu en mahir etkinliğinin ufak bir dokunuşuyla yok olacaklarını ileri sürdü. Gözlemlediği başka bir şey daha vardı ki o da "gün ışığında bu değişime uğrayan cisimlerin, bu uyarımın etkisinde olmadkları gece saatlerinde, kendi özgün koşullarına dönme gücüne sahip olduklarıydı. Sonuç olarak "nasıl ki gece ve uyku, canlılar alemi için bir ihtiyaçsa karanlık saatler de cansızlar alemi için öyledir." Ay bile her gece parıldamaz; yerini karanlığa brakır.
Sayfa 44 - Can YayınlarıKitabı okudu
Çocukluğumuzu yaşamamız gerekirken bir bakmışız ki küçük adamlara dönüşüvermişiz. Bana çayırlardan gübre getirip toprağa hayat veren bir kültürden haber verin; sadece sera gübresine, gelişmiş aletlere ya da yöntemlere bel bağlamış bir kültürü istemem, kalsın!
Sayfa 44 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ne bir isim ne de bir ün hak edebilmiş birinin, sırf hayatını kolaylaştıracak diye bir isim taşıması ne acıklı bir durum.
Sayfa 43 - Can YayınlarıKitabı okudu
...İyi olan her şey yabanıl ve özgürdür.
Sayfa 40 - Can YayınlarıKitabı okudu
Keklik bezelyeyi sever sevmesine ama, birlikte tencereyi boyladığı bezelye değildir sevdiği...
Sayfa 40 - Can YayınlarıKitabı okudu
Hakikatin bazı ifadeleri geçmişe aittir; bazıları, tabiri caizse, salt sezgiseldir; bazılarıysa kehanet gibidir.
Sayfa 40 - Can YayınlarıKitabı okudu
Yabanıl adamların en yabanıl rüyaları hakikate hiç de uzak değildir.
Sayfa 39 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Edebiyatta bizi cezbeden yalnızca yabanıl olandır. Yavanlık ise monotonluğun diğer adıdır. Hamlet'te ya da İlyada' da, tüm kutsal kitaplarda ve mitolojide bize coşku veren șey uygarlaşmamış, hür ve yabanıl düşüncenin ta kendisidir ve bu düşünce okullarda öğretilen türden değildir. Nasıl ki yabanördeği evcil olandan daha süratli ve güzelse, düşüncenin yabanıl olanı da düzlüklerin üstünden uçup düşen çiylerin arasından geçerek kanatlarını hızlıca çarpar.
Sayfa 37 - Can YayınlarıKitabı okudu
Dante'nin cehennemin kapısında gördüğü "İçeri girenler dişarıda birakın her umudu"...
Sayfa 36 - Can YayınlarıKitabı okudu
Yunanlar, Romallar ve Ingilizler gibi uygarlaşmış uluslara sahip oldukları topraklar üzerinde çok eski çağlardan bu yana var olan yaşlı, yabanıl ormanlar omuz vermiştir. Toprak pes etmedikçe ayakta kalabilmişlerdir. Zavallı insanlk! Ekilebilir toprak tükendiğinde, bir ulusun yapabileceği pek az şey vardır ve insanlar atalarının kemiklerinden gübre yapmak zorunda kalmıştır. Şair şişko göbeği sayesinde ayakta durabilirken, filozof kendi ilik kemiğini kemirmek için diz çökmüştür.
Sayfa 36 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bir kasabayı koruyan, içinde yaşayan erdemli insanlardan ziyade onu çevreleyen ormanlar ve bataklıklardır. Bir kasabanın topraklarının üstünde yabani bir orman dalga dalga salınıp altında başka bir yabani orman çürüyorsa, o topraklarda sadece mısır ve patates değil gelecek çağların şairleri ve filozoflan da yetişir. Homeros, Konfüçyus ve digerleri iste böyle toprakların ürünüdürler ve keçiboynuzu ve yaban balı yiyen reformcu böyle bir yaban doğadan gelmiştir.
Sayfa 35 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Çölde maneviyatınız güçlenir; samimi, candan, misafirperver ve kararlı birine dönüşüverirsiniz.. Alkollü içkilerse sadece tiksinti uyandırır. O hayvani varoluş ince bir haz verir."
Sayfa 35 - Can YayınlarıKitabı okudu
1,072 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.