Dünyada çiçek, çocuk ve kuş olduğu sürece korkma. Her şey yolunda demektir. Kazancakis
Hayat bizimdir; ona istediğimiz şekli vereceğiz. Ve o şeklini alırken, kendi şarkısını yapacak. A.H.Tanpinar
Daracık gözlerinle öylece bakıyorsun. Gülüyorsun göz göze geldiğimizde. Gülüşün yine, başka bir gülüşe el uzatmayan ve jiletle merhabası olmayan yüzlerde bükülüp kıvrılan romatizmalı gülüşlerden. Öldün gittin bir türlü öğrenemedin gülmeyi. Yaşarken de böyleydin, biliyor musun? Ne zaman gülsen, gülüşün mavi köpükler halinde göz limanlarına yanaşamadan sönüp giderdi. Kahkahaların kuru yaprak gibi asılı kalırdı havada. Zaten gülümsemelerin de yapıştırma bıyık gibi dururdu yüzünde. Domates tarlasına uçakla tuz ekercesine büyüktü gülüşlerin, okyanusu gemiyle geçercesine değil. Doğrusu hiç de senin gibi gülmeyi istemem, Allah korusun. :) Feriha'nın inci şıkırtısına benzeyen gülüşü dururken niye senin gülüşüne özeneyim ?
Sular serbest kaldıklarından beri
Kaynaklarının dışında özgürce akarlar
Yaseminler ağlar..
Ve ben anlamıyorum güzelim
Neden senin gözlerinde ıssız çöller var ?
Buika - No habrá nadie en el mundo
youtu.be/U5Lh3VDSBnY
Düşünce içinde geriye doğru seyahat ettim- ben gittikçe, düşünce umutsuzca incelip azalıyordu- ve uzak bölgelerde el yordamıyla bir çıkış yolu aradım, ama sonunda anladım ki, zaman hapishanesi küreseldir ve buradan kaçış yoktur.
Gözlerinden pembe buğular saçarak, otuz iki dişini gökyüzünün maviliğine batıra batıra gülemeyen binlerce, milyonlarca insanın onca gülüşü nereye gizlediklerini düşündüm o an. Bu insanların dedim, ya gülüş pınarları kurutuldu bir bir, ya da gülüşlerini bir yerlerde gizliyorlar. Sanırım erkekler göğüs ceplerinde, kadınlar da çekmecelerinde.
Diyorum ki, göğüs ceplerini ters çevirirsen, çekmeceleri açıversen gökyüzüne kanatlanan gülüşler ortalığı nasıl da cıvıltıya boğar kim bilir?