İncelememin adı kitabın adıyla aynı ancak okunuşu ayrı. Daha coşkulu daha vurgulu dolu dolu okunuyor, aynı kitap gibi...
Karamazov Kardeşler, ne kardeşler ama. Aslında tüm kardeşler gibiler yüzeyden bakınca: Tüm kardeşler kadar kıskanç tüm kardeşler kadar birbirinden farklı ve tüm kardeşler gibi birbirlerinden zaman zaman nefret edip sonra yine gönüllerini yüreklerini açıyorlar. Peki farkları ne? Bütün bu tüm kardeşlerde olabilen şeyleri sonsuz bir coşku, akıl almaz bir duygusallık ve dopdolu entrikalarla yaşamaları onları bizlerden ayırıyor. Tabii Alyoşa için birkaç kelime fazladan yazılabilir. Bunu fazlaca hakediyor. Düzgün ahlakı, yumuşak mizacı ve tertemiz yüreği ile kendi gelişimini yavaş yavaş kitap boyunca aynı uysallıkla tamamlıyor. Yaptığı hiçbir şeye kızamıyor insan. Zaten hiçbir zaman yanlış bir harekette yapmıyor.
Kitap dünyadaki en iyi metinlerden kabul ediliyor. Ben de tüm dünya ile bu konuda aynı fikirdeyim. Kitap bir hayli uzun olmasına karşın bir bölüm bile fazlalık değil. Yazarın da ara ara belirttiği gibi o bölümü olmasa birkaç bölüm sonra olacakları anlamamızı imkanı yok.
Kitap sınıflandırılırken; bu bir aşk romanı, cinayet romanı ya da felsefi düşünce kitabı diyemiyoruz. Kitap gerçekten de on iki kitabın birleşimi gibi. Bir sürü yaşam bir çok farklı düşünce anlatılırken ana konuda eşzamanlı akıp gidiyor.
Daha söylenebilecek birçok şey var ama hem haddimi aşmak hem de kitabın tadını kaçırmak istemiyorum.
Son söz de şu olsun: Karamazov kardeşleri okuyun, okutun ama kısaltılmışını asla!