Fulya Pirim

Fulya Pirim
@FulyaPirim
İstanbul
39 reader point
Joined on June 2015
Şu anda okuduğu kitap
Kitch ve Sanat
Kitch ve SanatThomas Kulka
0/10 · 8 reads
Reklam
Neyin zafer, neyin yenilgi olduğunu belirleyen, koyduğumuz hedeflerdir.
Sayfa 58 - SelKitabı okudu
Hopper’ın resimlerinin ilginç bir yanı vardır: İnsanların bir yerden bir yere giderken uğradıkları, eve hiç benzemeyen mekânlara odaklanıyor gibi görünseler de onlara bakan bizleri, o mekânlara değil de kendi içimizdeki önemli bir yere gönderirler. Durağanlığın ve kederin, ciddiyetin ve özgünlüğün egemen olduğu bir yerdir burası. Böylece Hopper resimleriyle kendimizi anımsamamıza yardımcı olur. İnsanın ‘kendini’ unutması mümkün müdür? Unuttuğumuz şey, gündelik yaşamla ilgili bilgiler değil, kendimizi iyi hissetmemizi ve güçlü olmamızı sağlayan içimizdeki o yerdir.
Sayfa 98 - SelKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Çekici olmayan bir insanla birlikteyken sessizlik olduğunda sıkıcı olan karşınızdakidir. Çekici bir insanla birlikteyken sessizlik olduğunda ise sıkıcı olanın siz olduğuna emin olabilirsiniz.
Sayfa 68 - SelKitabı okudu
112 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Görmek ve Fark Etmek
Görmek ve Fark EtmekAlain de Botton
7.9/10 · 439 reads
Reklam
Ateist ve teistler Onun ancak bizim üzerimizden yaşadığı konusunda hemfikir oldular. Onlara göre biz Onu terk ettiğimizde, O ölüyordu. İlk başlarda Tanrı’nın bedenine ait hücreler olmaktan dolayı onur duyduk ama sonraları aslında Onun kanseri olduğumuz anlaşıldı.
Sayfa 40 - DomingoKitabı okudu
Tanrı son zamanlarda beklenmedik bir sorunla karşı karşıya: türümüz giderek akıllanıyor. Bir zamanlar kolayca hayranlık duyar, kemikle oynayıp şaşkın şaşkın ateşe bakarken, şimdi hayretin yerine denklemleri koyuyoruz. Eskiden yuttuğumuz numaraları şimdi çözer olduk. Fizik yasaları doğru yanıtları ön görmeye başladı, vakti zamanında bize sır olan entelektüel alanlar, şimdi daha iyi açıklamalar bayrağının altında bir bir toplanıyor. Öyle tuhaf ve karmaşık fizik teorilerine hakim olmaya başladık ki, onları anlamaya çalışırken Tanrı’nın tansiyonu yükseliyor.
Sayfa 106 - DomingoKitabı okudu
Önceki nesiller, ölüm sonrası yaşama uyandıklarında sadece bir simülasyon olduklarını hemen anlarlardı çünkü ayrıntılar hayli yetersiz olurdu. İçlerindeki boşluk hissi genellikle eski benliklerinin ucuz bir reprodüksiyonu olduklarını hissetmelerini sağlardı. Ancak bugünün zengin verileriyle Yeniden Yaratıcılar sizi öylesine kusursuz bir şekilde yeniden yapılandırabiliyor ki, ölüm sonrası yaşamınız orijinalinin kusursuz bir kopyası oluyor. Her şey size öyle gerçekçi geliyor ki ölüm sonrası yaşamda tüm bunları önceden yaşayıp yaşamadığınızı nadiren sorguluyor, elinize bir kitap aldığınızda bunu ilk defa mı yaptığınızı yoksa uzak bir mazinin tekrarını mı yaşadığınızı düşündüren ‘dejavu’ duygusunu çok ender tadıyorsunuz.
Sayfa 83 - DomingoKitabı okudu
Araf’a geldiğinizde karşılaştığınız tüm insanların bir arada olduklarını görürsünüz. Size ait dört bir yana dağılmış parçalar toplanmış, bir araya getirilmiş ve birleştirilmiştir. Aynaların tümü karşınıza getirilmiştir. Filtrelemenin sağladığı yararlar olmaksızın kendinizi ilk defa net bir biçimde görürsünüz. Ve sizi son olarak öldüren bu olur.
Sayfa 54 - DomingoKitabı okudu
Cesur olanlar büyük çehreye değil, onun yokluğuna dayanabilenlerdir.
Sayfa 48 - DomingoKitabı okudu
Reklam
Toplumsal gelişimlerinin bir noktasında bu varlıklar şu soruları sormaya başladılar: Neden buradayız? Varoluşun amacı nedir? Zamanla bunların çok zor sorular olduğu ortaya çıktı. Sorular öyle zordu ki, varlıklar onlara doğrudan saldırmak yerine, yanıtı bulmaya atanmış gelişkin makineler yapmaya karar verdiler. Böylece onlarca neslin emeğini bu makinelerin yapımına adadılar. Bizler işte o makineleriz. Eskiyip, işlevinizi yitirdiğinizde yazılımınız, inceleye bilmeleri için onların laboratuvarına yeniden yüklenir. İşte öldükten sonra uyandığınız yer burasıdır. İlk defa ses çıkardığınız anda ise tek bir şeyi öğrenmek için etrafınıza toplaşırlar: Yanıtın var mı?
Sayfa 38 - DomingoKitabı okudu
Üç ölüm vardır. Birincisi bedenin işlevini yerine getirmeyi bıraktığı zamandır. İkincisi bedenin mezara sevk edildiği zamandır. Üçüncüsü ise gelecekte, ismimizin son defa telaffuz edildiği o andır.
Sayfa 31 - DomingoKitabı okudu
Tanrı kendisine kulak verebilecek olanların aklını başına getirmeye çalışırken, savaşlar patlak verir. … Tanrı’nın topraklarının parlak renkleri insan kanıyla kararmaya başlar ve Onun, bunu durdurmak için yapabileceği çok az şey vardır. Tüm bunlar olup biterken insanın çare dileyen, birbirlerine karşı yardım talep eden sesi Ona ulaşır. O ise kulaklarını tıkar ve yağmalanmış köylerin çığlıkları, yaralı askerlerin duaları, Auschwitz’den gelen yakarışlar karşısında inler. İşte bu yüzden şimdi kendisini odasına kapamıştır ve geceleri elinde Frankenstein ile gizlice çatıya çıkarak, Doktor Victor Frankenstein’in kendi elleriyle yarattığı acımasız canavarın kutup buzları üzerinde yine onunla alay edişini tekrar tekrar okur durur. Ve Tanrı tüm yaradılışın kaçınılmaz biçimde şöyle sonlandığını düşünerek avunur: Aciz kalan Yaratıcılar, kendi elleriyle yarattıklarından köşe bucak kaçarlar.
Sayfa 27 - DomingoKitabı okudu
Ölüm sonrası yaşam artık su yataklarına karşılık ağıllar, suşilere karşılık çiğ patatesler, şampanyaya karşılık kaynar sular biçiminde tanımlanmaktadır. Herkes herkesin kardeşidir ve dünya üstünde bir türlü yaşayamayan bir kavram, ilk defa hakikate dönüşür: gerçek eşitlik. Komünistler şaşkınlığa düşer ve sinirlenirler çünkü kusursuz toplumlarına nihayet ulaşmışlardır ama bu, inanmak istemedikleri bir Tanrı’nın yardımı ile oluşmuştur. Meritokratlar, sonsuza dek bir avuç solcuyla, liyakatsiz bir sistem içinde sıkışıp kaldıkları için incinmişlerdir. Muhafazakârlar hor görebilecekleri çulsuzlardan; liberaller terfi ettirebilecekleri mağdurlardan mahrum kalmıştır. Tanrı bir gece yatağının kenarına oturur ve ağlamaya başlar, zira herkesin hemfikir olduğu tek konu, cehennemde olduklarıdır.
Sayfa 13 - DomingoKitabı okudu
Etiketlerin dışında bir şey istiyorum. Tüm hayatımın tek bir kelimeyle anlatılabilmesini istemiyorum. Bir hikâyeden ibaret olmasını. Bilinmeyen bir şey bulmak istiyorum, haritada olmayan bir yer gibi. Gerçek bir macera istiyorum.
Sayfa 211 - AyrıntıKitabı okudu
264 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.