ağlamanın acizliğe işaret eden bi eylem olmadığına, insan doğasının duygu yoğunluğuna karşı doğal bi tepkisi olduğuna okeyiz di mi hepimiz? aynı gülmek gibi yani.
yıl 2024 ağlayan güçsüzdür gülen aranıyordur dans eden delidir falan bunları geçelim artık
ben, kendisi için yorucu biriyim. aklım hayatımı hep zorlar. çabam görünmezdir ama vardır.
ben kendimdeki yorgunluğu herkeste sanarım. başlangıç nezaketim de hep bundan..
bi ikindi vaktiydi, her şeyin iyi olacağına inanmıştım. beni o inançtan vurdular, ölmedim. oysaki ölmeyi çok istemiştim o vakitte. bi ikindi vaktiydi yaramı kabul ettim, iyileşmek için değil insan olduğumu hatırlayabilmek içindi. ki bilirsin bazı şeyler bi ikindi vakti olur.
Çok büyük hatalar yaptım. Hatalarım boynumu o kadar büktü ki bi daha asla doğrulamadım, başımı gökyüzüne dikemedim, bastığım toprak yarıldı.
Ama öyle hatalara sustum ki, o gün bugündür asla konuşmadım... Kaybettiklerim, hakettiklerimdir...
Savaş bitti mi? Diye sordu
“Bitti” dedim
“ peki sen mi çekildin?”
“Yoksa savaş mı bitti?” Dedi
“Benden başka savaşan kimse yoktu’ ki
Ben çekilince bitti” dedim. Eğer bir yerlerde devam ediyorsa da ben oralardan değilim artık.
Bana aşkını sunmadığın içinde teşekkür ederim, ki bende beni hiç sevmemiştim. O sokak lambasının altında unuttuğum sigara gibi, birileri beni de terk etmişti ama unutkanlıktan değil...