Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gizem Kurnaz

Gizem Kurnaz
@GECE_13
GİZ~GÜZ~GECE Güz vakti Gece'de bir Gizem... Yolcu / Savaşçı / Psikomimar instagram.com/__soul_13_/?nex...
Çünkü beyin gestalt arayışı içindedir.
İnsan beyni için herhangi bir cevap, hiç cevap alamamaktan iyidir. Yetersiz veri diye bir şeyle karşılaştığımızda büyük bir rahatsızlık hissederiz. İşte bu yüzden de beyinlerimiz veriyi kendisi uydurur. Görünmeyen dünyada gerçekten de bir düzen bulunduğuna emin olmamız için çok sayıda felsefe, mitoloji ve din oluşturur. Böylelikle en azından bizi düzen varmış yanılgısına düşürür.
Sayfa 105
Reklam
Düzenlemeye yatkınlığımız DNA'larımıza yazılmıştır, bu yüzden insan zihninin en büyük icadının bilgisayar olmasına şaşmamak gerekir. Bilgisayar kargaşanın içinden düzen kurmamıza yardımcı olmak için tasarlanmış bir makinedir. Doğrusunu isterseniz, İspanyolca bilgisayar kelimesinin karşılığı "ordenador"dur, yani "düzen kuran.
Sayfa 104
Kemik teknolojisi - Beethoven
Kemik iletimi teknolojisinin asıl mucidi bu on sekizinci yüzyıl bestecisiydi. Kulakları sağır olduktan sonra piyanosuna bağladığı metal çubuğu, çalarken ısırarak çene kemiğindeki titreşimler sayesinde mükemmel biçimde duymayi başarmıştı.
Sayfa 32

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Aramadığım yerde şimdi bulduğumu daha başka yerde arayacak değilim.
Sayfa 121Kitabı okudu
"Hüzün ve dalgınlık yaşamın parçası. Amas siz hüzünlüsünüz ve dalgınsınız diye herkesin arabasını durdurarak size yol vermesini bekleyemezsiniz."
Sayfa 15
Reklam
Arendt'e göre sorun, sürekli kendi suretimizde bir şeyler yaratmamız değil, bu eserlere bir tür aşkın güç aşılamamızdı. Bilim ve teknoloji insanlığın durumunu geliştirmek için nasıl kullanacağımıza odaklanmak yerine araçlarımızın bizi daha üstün hakikatlere bağlayacağına inanmaya başlamıştık.
Sayfa 243Kitabı okudu
Dünyayı kendi suretimizden kurtarmaya çalıştıkça onu insanın kusur ve hayalleriyle daha çok donatıyoruz. ... İnsan ne zaman kendi bakış açısını aşmaya kalkışsa kaçınılmaz olarak "sadece kendisiyle karşılaşır". ... Tamamen nesnel olmasını hedeflediğimiz araçlar üretiyoruz. Ancak bu araçlar kendi suretimizde yapıldığı ve belirli bir tarihsel bağlamda tasarlandığından... Son tahlilde kendisinin farklı kılıktaki halinden başka bir şeyle karşılaşma ihtimali de giderek tükenecek.
Sayfa 240Kitabı okudu
... sözcüklerin anlattıkları kadar sakladıkları olduğu da aşikârdı.
Sayfa 179Kitabı okudu
İnsan her şeyin ölçüsüdür. -Protagoras
Aristotelesçi teolojiye -doğanın özünde faillik taşıdığı düşüncesine- karşı çıkan ilk modern düşünürlerden Francis Bacon, bu dünya anlayışının tamamen insan biçimci olduğunu ileri sürmüştür. Ona göre doğanın kendine ait "amaçları" ve "hedefleri" olduğunu düşünmek cansız nesnelere insan özellikleri atfetmektir. Doğada gördüğümüz faillik ve amaçlılığın, "evrenin doğasından ziyade insanın doğasıyla ilişkili" olduğu açıktır.
Sayfa 176Kitabı okudu
İnsani çıkarlarımızı aşıp dünyayı yukarıdan, bir zamanlar Tanrı'ya göründüğünü hayal ettiğimiz gibi görmemizi sağlayacak bir Arşimet noktası, tamamen nesnel bir bakış açısı falan yok. Bizi dünyaya bağlayan ve onu anlamlandırmak için ihtiyaç duyduğumuz sınırları koyan, kendimize özgü bakış açımızdır. Şüphesiz ki bu, fiziğin hangi yorumunun sonunda haklı çıkacağından bağımsız olarak doğrudur. Dünyaya tamamen nesnel bir bakışın yitimini kabullenmek için, kuantum teorisinin diğer tüm öncüllerinden daha fazla zorlanan fizikçi Max Planck, fiziğin belli başlı sorunlarının daima öze dönüşlü olduğunu kabul etmişti. "Bilim doğanın esas gizemini çözemez" diye yazmıştı 1932 yılında. "Bu da son tahlilde doğanın, dolayısıyla çözmeye çalıştığımız gizemin bir parçası olmamızdan kaynaklanır."
Sayfa 160Kitabı okudu
Reklam
Bu "Simülasyon Hipotezi"nin doğru ya da yanlışlığı nedir sizce?
Fakat evren kocaman bir bilgisayar olsaydı bu bilgi gerçekten de sabit diske benzeyen maddi bir şey üzerinde somutlaşırdı. Biz onu göremez, fark edemezdik çünkü onu yapan programcıların evreninde var olurdu. Bizim fark edebileceğimiz tek şey onun üst seviye yapısı, yazılımının parçası olan soyut örüntüler ve kanunlar olurdu. Başka bir ifadeyle simülasyon hipotezi, evrenimizin neden fark edilebilir örüntüler ve matematiksel düzenliliklerle dolu olduğunun yanı sıra bu örüntülerin nasıl salt soyut kavramlardan daha fazlasına dayandırılabileceğini de açıklayabilirdi. Belki de Galileo evrenin Tanrı tarafından matematik dilinde yazılmış bir kitap olduğunu hayal ederken o kadar da yanılmamıştı. Belki de evren programcılar tarafından ikili kod dilinde yazılmış bir yazılımdı.
Sayfa 156Kitabı okudu
Beyinlerimiz örüntüleri fark etmek ve tamamen rastlantısal olaylara önem atfetmek, çoğunlukla kuru gürültünün olduğu yerde bir işaret hayal etmek üzere evrimleşmiş.
Sayfa 154Kitabı okudu
Tesadüf çoğu zaman zihinsel bir olgu; örüntü dünyada değil, zihinde.
Sayfa 136Kitabı okudu
Belki de insanlık olarak sınırlı bakışımızdan ötürü umabileceğimiz tek şey kendi uydurduğumuz metaforlardı ve asla erişemeyeceğimiz mutlak gerçeklerin gölgesini yakalamak için hiç durmadan çabalayacaktık.
601 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.