Tanrım, değiştiremeyeceğim şeyleri sükunetle kabul etme lütfunu bahşet, değiştirmem gereken şeyleri değiştirmek için cesaret ve ikisi arasındaki ayrımı yapabilmek için bilgelik ver.
Bosnalı Amir
Filistinli Muhammed
Kıyıya vuran Suriyeli Aylan bebek...
Adı, sanı, kimliği ne olursa olsun, tek "suçu" yaşadığı coğrafyada doğmak olan sayısız masum!
Değişmeyen tek şey, insanların kör, sağır, dilsiz oluşu!
Medeni geçinen ülkelerin iki yüzlülüğü, riyakarlığı!
Ne der
Ne kadar güzel yazmışsınız hocam. Kitap şimdi elimde okumadan bir bakayım dedim. Neler demişler sevgili okurlar diye. İnceleme bile canımı yaktı. Savaşsız bor dünya dileği ile. Saygılarımla
Tabiki gidendir. Terk etmek istemeseydi gitmezdi. Gidene kalmak için yalvarmak ömrünü feda etmektir. Gitmek isteyene de ömür feda edilmez. İzin veren ise bence en asil olandır. Bir de gönlün istemese de asla kal diyemeyeceğin zamanlar olur ki en çok can acıtandır. Yüreğin ile aklın arasında cendere de kalmış gibi olur...
Karanlık Oda ile başlamıştı Balcıgil serüvenim. Umarım yazarın yayımlanmış diğer kitaplarını da yakın zamanda okuma fırsatı bulurum.
Eser
Nazım Hikmet Ran'ın yirmili yaşlarının sonundan başlayarak sol hareket içinde verdiği mücadelesini konu alıyor. Tarihi bir arka plan üzerine oturtulan hikâye, birbirinden güzel iki gencin (Leyla ve Ömer) yolları o dönem Resimli Ay dergisinde "putları yıkmanın" peşinde olan Nazım Hikmet'le kesişmesiyle şekilleniyor. Birçok katmandan oluşan
Putlar Yıkılırken, 1929-1945 arasında ve 1961 yılının bir gününde bu yıllarda yaşananların izdüşümünü bünyesinde topluyor. Bezdiren polis takipleri, tabut gibi hücreler, işkence odaları, falakalar ve insanlık onurunu yok etmek üzere uygulanan sistematik tecavüzler... Hem Nâzım hem de peşi sıra savrulan iki güzel çocuğun acıdan paylarına düşen oldukça ağır. Bilhassa Leyla'nın yaşamak zorunda kaldıkları beni derinden etkiledi. Yarım kalan bir hikâyeyi gözlerim yaşlı, içim sızlayarak okudum. Kitaptan geriye kalan ve uzun süre etkisinde kalacağım Leyla ve içten içe avaz avaz bağırdığı canhıraş çığlıklar... Âh Leyla!
Bazı kısımlarda biraz fazla bilgi ve detay verilmiş gibi hissettirmiş olsa da, okuru yormayan günlük yazı diliyle, ayrıntılarıyla, hikâyenin geçtiği mekanlara sadık kalarak, bütün duyguların harmanlaması ve kurgusuyla nefes kesen bir dönem romanı olmuş. Bolca kitapla kalın..
Putlar YıkılırkenOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20201,095 okunma