Kısaca, nasıl ki eskiden tüm mutlulukların kaynağı bendeyse, şimdi de tüm üzüntülerin kaynağı içimde saklı. Eskiden tüm dünyayı sevgiyle kucaklayacak yüreğe sahip, her adımda cenneti ayağının dibinde gören, zengin duygularla dolaşıp duran ben, artık aynı kişi değil miyim ? Bu yürek şimdi ölmüş durumda, artık ondan dışarıya yansıyan hiçbir coşku yok, gözyaşlarım kurudu, artık beni canlandıran gözyaşlarımın ferahlatamadığı düşüncelerim kaşlarımın endişeyle çatılmasına neden oluyor. Çok acı çekiyorum, yaşamımın tek neşesini, içinde bulunduğum ortamda dünyalar kuran canlı gücü kaybettim; o yok artık!
Sayfa 85 - Türkiye İş Bankası Kültür yayınlarıKitabı okudu
Bir oturuşta bitirebileceğiniz sizi sürükleyen ve zihninizi açık tutan bir kitap okumak istiyorsanız doğru adrestesiniz demektir.
Frankl, kendi yaşadığı deneyimi okuyucularıyla paylaşmadan önce isimsiz olarak yayınlamak gibi bir düşünceye kapılıyor fakat daha sonrasında bilinmesinde bir sakınca görmediğini anlıyor.
Kitap; 2. Dünya Savaşında Nazilerin Yahudilere yapmış olduğu eziyetleri, gaz odalarında insanları nasıl katlettiklerine anlatırken, aynı zamanda insanın en zor zamanlarında bir inanca tutunma çabasını da gözler önüne seriyor.
Umudunu hiç kaybetmeden geleceğe dair inançlarını her zaman diri tutan insanlar, fiziken de daha güçlü olurken; umudunu kaybeden motivasyon kaynağı tükenen insanların nasıl da bir köşede ölümü çağırdıklarını görebiliyoruz.
İnsan ne için yaşar ? Sevdiklerinin hayatta olduğunu ve eski hayatına geri dönüp kaldığı yerden devam edebileceğini düşünerek geçirdiği zamanların sonunda, aslında tek başına kaldığını ve herkesin öldüğünü eski yaşantısına geri dönmenin imkansızlığını fark ettiğinde hayata tekrar nasıl tutunabilir ?
Ölüm döşeğindeki bir insana yardım edememek nasıl bir duygudur ? Ölmesi gereken insanları seçiyor olmak, vicdanen nasıl hissettirir insana ?
Sorulması gereken o kadar çok soru var ki, insan bir anlam aramaktan kendini alamıyor.
Kitabı okurken sizlerde birçok soru soracaksınız kendinize.