Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Garip

160 syf.
·
Puan vermedi
Keşke ben de böyle sevilsem:)) şair olurdum
Ah Sabahattin Ali ah. Bunca naif ve zarif bir insan elbette sevmenin ve daha çok sevilmenin en üst mertebesini hak ediyor. Okudukça sevmenin en hassas damarlarında o kadar hassas ve mütevazı bir şekilde hissettim ki. Bir gün birinin beni böyle sevmesini isteme duygusu garip bir içimde özlemle karışık yüreğimde beliriyor. Bir yandan beklenti içine girmek istemeyen beynim diğer yandan eşsiz bir sevme biçimini isteyen kalbim arasındaki savaşı ne anlam verebiliyorum ne de bu savaşı engelleme isteği. Şairin kelimelere,bir annenin bebeğine dokunduğu gibi seviyor Aliye'sini Sabahattin Ali. Her geçen zaman hasretle yoğrulan kalbi kendini tüketircesine böylesi bir cesaretle üzerine kata kata seviyor. Kendi benliğinden öte varan bir duygunun en onulmaz uçlarında gezine gezine seven ve bundan son derece bahtiyar olan bir adamın bir gün karşılık bulamama korkusuyla okudum. Her ne kadar hiç mektubu olmasa bile kitapta Aliye Hanım'ın da sevgi noktasında Sabahattin Ali'den eksik kalır yönü yok. Ama keşke onun da gönderdiği mektuplarda olsaydı kitapta. Eminim sevgi hissi çok daha fazla geçerdi biz okuyucuya. Her şeye rağmen benim hasretle beklediğim bir sevme biçimiyle karşımıza çıkıyor Sabahattin Ali. Her daim var olsun bu ince ruhlu güzel adam.
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,6bin okunma
Reklam
147 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Yolda olmak üzerine.
Martı Jonathan hayatımda kendimce sembolleştirdiğim ikinci karakter. Ilki Küçük Kara Balık idi. Bu iki karakterin kendi karakterime ayna tutan kısmı dünyanın yaşanılan yerden ibaret olmayıp, yeni şehirler,yeni insanlar, yeni hikayeler keşfetme hissi. Ve tüm mütevaziliğiyle alışılagelmişe aykırılık. Düşüncelerimizin beynimizde kurduğu seddi yıkma isteği. Dağın ardını görmeyi, derine dalmayı ve derinleşmeyi, keşfetmeyi merakın kollarına bırakmak gerektiğinin farkına varilmasi. Plansız bir yolculuğa cesurca adım atma gereği. Boşnaklar " Yol ile yolcunun arasındaki en büyük engel kapının eşiğidir" derler. Acaba kaçımız kapı eşiğini geçme cesaretine sahip? Bundan daha zor bir sınır var mıdır? Martı Jonathan belki de bize bunun sorunlarını göstermek için zorlu bir yolculuğa çıkıyor. Yolda olmak, kendini aşmak,görmek,anlamak,düşünmek. Ibni Haldun "Coğrafya kaderdir" der. Bundan iki anlam çıkarabiliriz. Evet ilki biz doğmadan coğrafya birçok şeyi şekillendirir. Ikincisi de kendimizi tamamen coğrafyanın akışına bırakıp bırakmayışımızdır. Peki biz ne yapacağız? 
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201167,4bin okunma
242 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
*SÜRGÜN
Edward Said: Filistin davasının yılmaz savunucusu! Said Filistin doğumlu bir hristiyan. Genel düşüncenin aksine İsrailin zulmune karşı sadece müslümanlar değil Filistinli hristiyanlarda bu durumdan muzdarip. Böyle bir coğrafyada doğan Said yaşamını birçok farklı yerde yaşamak zorunda kalıyor. Bunun edebi karşılığı: SÜRGÜN. Said yerinden
Kış Ruhu
Kış RuhuEdward Said · Metis Yayıncılık · 202048 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
196 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
İbni Rüşd der ki: "Kimseden daha iyi olmadığınızı anlayacak kadar mütevazi, herkesten farklı olduğunuzu kavrayacak kadar bilge olun." Burada Oğuz Atay için cümlenin ikinci kısmını ele alıyorum. Monoton gidişatı olan Türk edebiyatına belki de ilk defa farklı bir bakış açısı getirerek kendimize geldik. Psikolojik anlamda iç monologlarıyla insanın özüne varmasını ve özünü fark etmesini sağlıyor. Biz Oğuz Atay ile ben olma bilincinin yanında bir de insanın özündeki canavarla tanıştık. İnsan ruhunun derinliklerinde saklanan anarşist güdü karşı taraftaki savunmasız kalınca bütün ahlak anlayışını bir kenara bırakıyor. Evcil bir canlı diye bildiğimiz insan yaptıklarıyla birçok hayvandan daha aşağı olabiliyor. Aslında Oğuz Atay bize ruhumuzun gizini çözdürerek içimizdeki inceliğe dokunup aynı anda içimizdeki canavarı fark etmemizi sağlıyor. Oğuz Atay herkesten farklı olduğunu anlamış ki insanlardan kaçıp ruhunun inzivasına çekiliyor. Başkasının onu doyurmayacağını ve birşeyler paylaşamayacağını bilen Oğuz Atay iç dünyasında kendini daha iyi bulup, hissedeceğini farketmiş. İyi ki fark etmiş de biz şuan onu okuma şansı bulduk. Bizi bizle bırakarak bizi bize göstermeye çalışıyor. İnce ruhlu gizemli adam.
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,6bin okunma
77 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Ali şeriati yine her zaman ki gibi farklı bakış açısı ile din konusunu, dinin tarihte nasıl dine karşı olduğuyla birlikte birçok terim ve görüşe açıklık getirmiştir. Kitabın başında yazdığı gibi yine bazılarını rahatsız etse de bu rahatsızlık toplumsal düzen için olması gerekendir. Doğru bildiğimiz yanlışları önümüze seriyor.
Dine Karşı Din
Dine Karşı DinAli Şeriati · Fecr Yayınevi · 20133,885 okunma
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kitapta, yazarın belirli konularda yazdığı denemeler ve özel günlerde yaptığı konuşmalar bulunmakta. Yazarın bilgi birikiminin zenginliği dilinin ağırlığına yansımış.İlk denemede mezopotamyanın kadim kavimlerinden olan Ezidileri geniş bir yelpazede anlatmış, bu kavmin diğer baskın ırklar ve inanışlar arasındaki durumunu, bununla birlikte nasıl kaybolmaya başladığını anlatıyor. Ezidiler hakkında bilgi almak isteyenler bence bu denemeyi kesinlikle okumalılar.
Güne Söylediklerim
Güne SöylediklerimMurathan Mungan · Metis Yayıncılık · 201561 okunma
165 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap insana kronik deneme okuma hastalığı edindiriyor. Ele aldığı konular ve dili bakımından geniş ve içten bir yapıya sahip. Insanın yüreğini okşayan şiirsel anlatım şekli birçok pasaj bulmanizi sağlıyor. Güzel cümlelerin altını çizeyim derken kitabın hepsini çiziyorsunuz. Deneme ve şiir sevenler için harmanlanmış güzel bir eser. Bende güzel bir hissiyat bıraktı. Okumanızı tavsiye ediyorum.Iyi okumalar :)
Kristal Denizaltı
Kristal DenizaltıAhmet Altan · Everest Yayınları · 20211,849 okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Toplumcu gerçekliği bireysellikle harmanlayan şairleri hep sevmişimdir. Zaten yazar veya şair topluma yakın olduğu sürece ölümsüzleşir. Ahmet Arif bunu en iyi derecede yapan şairlerden. Ne sevdasından ne de insanlarından ödün vermiyor şiirinde.
Hasretinden Prangalar Eskittim
Hasretinden Prangalar EskittimAhmed Arif · Metis Yayınları · 201740bin okunma