Yaradanımıza olan samimiyetimizin de bir yansıma olmasını da nasip etsin. Bilerek yahut bilmeyerek kimseyi incitmemek konusunda bizlere inayet etsin, etsin ki bu insanlar mahşer günü aleyhimize şahitlik etmesinler, bizi incitmesinler ve bizim için amansız bir sona neden olmasınlar. Allah bilerek yada bilmeyerek verdiğimiz bütün hasarlardan ötürü bizlere mağfiret eylesin. Dilimizi ve başkalarınin hayatını, malını ve haysiyetini ihlal eden diğer uzuvlarımızı kontrol etmemize yardımcı olsun, O'nun rahmeti ve güzel ahlakımız ile cennetine girmeyi nasip eylesin. Âmin.
İbnü'l-Cevzi şöyle söylemiştir:
“İnsanlar senden etkilendiğinde, senin sayende etkilendiklerini aklından bile geçirme. Onlar sadece Allah'ın (Sübhanehu ve Teâlâ) senin günahların üzerine örttüğü örtünün güzelliğinden etkileniyorlar; bu aslında sen değilsin, bu Allah’ın sana ihsan ettiği perde. Bu durumun farkında olmalısın ki bunların üzerine çalışmaya devam edebilesin ve yıkıcı methiyelerin seni yoldan çıkarmasına yahut olabileceğinin en iyisi olmaktan seni alıkoymasına izin vermeyesin."
Sayfa 76
Allah bizleri O'nu sevdiğimize ve O'nun bizi sevdiğine emin olarak canımızı teslim etmeyi nasip etsin, kıyamet gününde O'nunla olan buluşmamızı iki sevenin buluşması eylesin. Mahşer gününde bizlere O'nun aşkında cem olmayı nasip etsin.
Reader Follow Recommendations
Karşınızdakiyle tartışırken verecek cevabınız yoksa tartışmayı kazanmak istediğiniz için bağırmaya başlarsınız. Bağırmaya başladıysanız bu kaybettiğinizin en açık delilidir. Karşınızdakiyle tartışırken ona vuruyorsanız bu da kaybettiğinizin delilidir; çünkü artık kelimelerinizin gücü tükenmiş artık kaba kuvvete başvuruyorsunuzdur. Aslında bu söyleyecek sağlam bir sözünüz olmadığının da bir kanıtıdır.
Rabbimiz bize büyük günahlardan uzak duran insanlardan olmayı nasip etsin. Kazancımız da kazancımızı harcadığımız mecralar da O'nun rızası doğultusunda olsun. İkisi de adalet ve berraklık vasıfları ile donanmış olsun. Allah ticaret ile meşgul olanlarımıza kabiliyet, ahlaki kuvvet versin, gönüllerimize adil, açık ve berrak ticaret yapabileceğimiz inancını ihsan etsin. Mescitlere infak edilen her kuruş helalinden ve temizinden olsun; o infaklar vesilesi ile vuku bulan faaliyetlerde ve inşa edilen konutlarda bereketi zahir olsun inşaAllah. Amin.
Allah Resulü'nün pek ince ve çok latif olan liderlik örneğidir bu.
“Ya Rabbi, böyle bir karar verdim. Bu kararı hayırlı kıl, çünkü sadece beni değil bütün tebaamı etkileyecek. Bütün ailemi, her şeyi etkileyecek. Bu nedenle Allah'ım onu hayır kıl. En iyisi nedir ben bilemiyorum. Tebaam bana güvendiler, çünkü onlar Sana güvenip dayanıyorlar."
Bir Arap atasözü:
"Her at yanlış bir adım atar, her alim bir hata yapar."
Hayatımda biri olsun seveyim, sevileyim, her anımı onunla paylaşayım isterdim. Fakat artık bırakın hayatıma birini almaya çalışmayı, kimseyi tanımaya dahi yeltenmiyorum. Çünkü tanımaya çalıştığım insanın beni kıracağını biliyorum. Ben yalnızlığıma sığındım, onda dinleniyorum.
Dostoyevski
"Gücümü, içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim."
Sayfa 138
Bundan sonra böyle
Bundan sonra böyle. Eski beni çok özleyeceksiniz. Bundan sonra beni üzene üzüntüyle, beni mutlu edene mutlulukla gideceğim. Yok öyle artık eskisi gibi tek başıma kendimi yıpratmalarım, yormalarım. Eskidenmiş o. Tek başıma çabalamak, uğraşmak ve sevmek bana hiçbir şey kazandırmadı. Aksine beni daha çok acıttı. Artık böyle değil. Bendeki yerinizi kendiniz belirleyeceksiniz. Bana nasıl davranırsanız ben de size öyle davranacağım. Kim neyi hak ediyorsa onu vereceğim. Üzüldüğümde benden daha çok üzülmeyecek insanlar için kendimi yoramam. Beni kestirip atanı kendime bağlamak için uğraşamam. Gitmek isteyenin ayağının altına asfalt dökerim, rahat yol almasinı sağlarım. Kalmak isteyeni hayatımda tutarim. Değmeyecek insanlar için artık kendimi yoramam.
Limanım sandığım insanlarda dibe battım. Ben artık kendimden başka kimseye sığınmam.
Sayfa 118
"Kurtuldum o gereksiz yükten. Hayatımın hiçbir anına ortak olmayıp, bir de üstüne yüzsüz gibi “Hiç arayıp sormuyorsun" diyenlerden. Ünutmayın; dört tane yirmi beş kuruş da bir lira eder. Bir tane bir lira da... Az olsun, öz olsun. Olması gereken sizinle olsun. Diğerlerinin yolu açık olsun. "
Sayfa 101
Başka insanların belki de hayatları boyunca kabullenmeyeceği şeyleri sineye çekip kabullendiğimiz için. Yenilir yutulur cinsten olmayan şeylerin hepsini yiyip yuttuğumuz ve bir de üstüne sindirdiğimiz için. Affedilmeyecek şeyleri affettiğimiz, güvenmememiz gereken insanlara güvendiğimiz için. Yaptığımız iyiliklerin, sunduğumuz sevginin, duyduğumuz güvenin karşılığını okkali açılarla almamıza rağmen yine de insanlara hayır diyemediğimiz re bize yapılan kötülüklere rağmen iyilik yapmaktan vazgeçmediğimiz için. Hiçbir anlamı olmayan ve olmayacak her ne varsa, hepsine anlam yüklediğimiz için. Kalın kafalı insanlar için ince düşündüğümüz, kalpsiz insanlar uğruna kalbimizi ortaya koyduğumuz için. Bizi kaybetmeyi göze alanı, kazanmaya çalıştığımız için. Gitmek isteyene kal dediğimiz için. Biz paramparçayken, hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam edenleri yeniden affettiğimiz ve yaptıklarını kabullendiğimiz için. Peki, onlar mutluyken neden üzülen hep biziz? Benden söylemesi; böyle devam ettiğimiz sürece biz daha çok kaybederiz. Onlar gününü gün ederken, biz yalnızca kendimizi üzeriz.
Sayfa 93
Görmediği hâlde sevdiği yaradan olanın, ne işi olur mesafeyle?
Şunu anlatmak istiyorum; mesafe denilen şey yalnızca rakamlardan ibarettir. Bir bilettir ve sadece bir gidiştir. Mesafelere rağmen sevmek, her baba yiğidin harcı da değildir. Bir insan burnunuzun dibinde de olsa, kilometrelerce uzakta da olsa, bunun hiçbir önemi yok. Olmayınca burnunun dibinde olsa da olmuyor. Buna en güzel kanıt; uzağındayım diye beni sevmeyen insanın, sırf yanı başında diye hayatına aldığı, sonra yine de bir şeylerin olmadığı ve ayrılığı tattığı bu hikâye olsun. Bu hikâye mesafelerin sevmeye, sevilmeye ve gerçekten bir ilişki yürütmeye engel olduğunu düşünenlere armağan olsun.
"Ben hep mutluyum biliyor musun? Çünkü hiç kimseden bir şey beklemiyorum. Beklenti her zaman zarar verir. Havat kısa, bu yüzden hayatını sev ve mutlu ol. Gülümsemeyi sakın bırakma. Kendin için yaşa ve konuşmadan önce dinle. Yazmadan önce düşün, harcamadan önce kazan. Dua etmeden önce inan, vazgeçmeden önce dene. Nefret etmeden önce sev, ölmeden önce yaşa."
Kimse senin ne yaşadığını bilmez. Ne tür acılardan geçtiğini, rek başına nelerin üstesinden geldiğini bilmez ve inan bana bilse de önemsemez. Herkesin acısı ve yaşadığı kendisine derin.
Gülersin, mutlu zannederler. Ama o gülüşün altında yanan acıları, enkazları ve kırgınlıkları asla görmezler. Bu yüzden kimseye hiçbir şeyi ispatlamaya ve anlatmaya çalışma, kimseye aldırma.
Hiç kimse için çırpınma. Kendini yıpratma. İnsanlar işlerine geldiği gibidir, takma. Menfaatleri kadar seveler. Menfaatleri bittiğinde sevgileri biter ve giderler.
Sen gemini her defasında olduğu gibi yine firtınalı, dalgalı denizlerden limana yanaştırırsın. Yapamazsın derler yaparsın. İçinden çıkamazsın dedikleri her durumun içinden alnının akıyla yine çıkarsın.
Sayfa 21
Hz peygamber'in annesi Âmine, vefatından hemen önce söylediği sözler:
"Her yaşayan ölür. Her yeni eskir. Her çok azalır. Her büyük yok olur. Şüphesiz ben de ölecegim, ama devamlı anılacağım. Çünkü dünyaya oğlumu hayırlı bir insan olarak bırakıyorum."
Sayfa 26
Kendi yapamadığın güzelliği başkasından bekleme, kendi yaptığın güzelliği başkasından hiç bekleme. Güzellik bir başkasından beklenince çirkinleşir ama çirkinlik sen yapmadıkça seni güzelleştirir.
Sayfa 25
Biz iyiyi bilip güzele meftun olarak doğrunun uğrunda can verecek erdeme erişebilirsek, içimizden çıkan siyasetçi düzgün olacak, entelektüel gâvur olmayacak, patron Allah'tan korkacak, müteahhit vebal diyecek, öğretmen ibadet eder gibi anlatacak dersi, doktor hastasını emanet bilecek, hakim istikbali pahasına savunacak adaleti, insan insan olacak.
Sayfa 24
Akıllılar, işin öncesinde feryat ederler, cahiller ise işin sonunda başlarına vururlar. Sen işin başında iken sonunu gör ki kıyamet günü pişman olmayasın.
Sayfa 1622 - III,beyit
