“Hepimiz hiç kimseye açamayacakmız sırlarla yaşıyoruz…”
Operaya merakı olmayanlarımızı bile Güllü Şovalye, Don Giovanni ile tanıştıran eser okuduğum ilk Murakami kitabı. İnce ince örülmüş, gizem tozu serpiştirilmiş eseri genel olarak sevdim ve yazarın diğer taplarını da okuyacağım. Özellikle Japon kültürü, geleneksel Japon resmi hakkında bilgi sahibi edinebileceğiniz kitap, betimlerin yoğun ve olayların detaylı anlatımıyla bir miktar yoruyor. Tarihi bir eser olmamakla birlikte 2. Dünya Savaşı, 11 Mart Felaketi hakkında da bilgi edinmek mümkün. Kitabı okuduktan sonra okuduğum inceleme ve haberlerde yazara kitapta değindiği bazı tarihi gerçeklerle ilgili eleştiriler olduğunu gördüm. Buna karşılık çok güzel bir yorumu var :
Romanın ‘Yahudi soykırımı’
ile 1937 Aralık’ında yaşanan ‘Nanking Tecavüzü’ olarak da bilinen ‘Nanking Katliamı’na değinmesi, ülkede tartışmalara konu oldu. Murakami konuyla
ilgili gelen soru üzerine şunları söyledi: “Tarih, kolektif hafızamızdır. Bu yüzden de tarihi geçmişten bir şey olarak unutmak ya da yeniden yazmaya kalkmak vahim bir hata olur. Tarihimizi, hepimizin bir sorumluluk hissiyle miras alması gerektiğine inanıyorum.”
“Tarihin yeniden yazımıyla” mücadele etmek gerektiğini söyleyen yazar; “Romancıların bu konuda yapabilecekleri sınırlı olsa da anlattığımız hikâyeler
aracılığıyla mücadele edebiliriz”
Bu tutum beni bir miktar etkiledi. Yazara ısındım, tarihe milliyetçi bir ruhla ihanet etmemesi hoş bir durum. Keyifli okumalar :)