Övüyorum kendimi ve şarkısını söylüyorum kendimin,
Neyi yakıştırıyorsam kendime sen de yakıştıracaksın,
Çünkü bana ait her zerre bana olduğu kadar sana da ait.
Aylaklık ediyorum ve davet ediyorum ruhumu,
Eğilip gönlümce aylaklık ediyorum bir yaz çimenini inceleyerek.
Dilim, kanımın her zerresi, bu topraktan olma, bu havadan,
Burada doğmuşum, yine burada doğmuş ana babadan, onların ana babası da öyle,
Ben, otuz yedi yaşında sapasağlam, başlıyorum,
Ta ölene dek durmamayı umut ederek (…)
"Seni hak etmiyorum" diyerek o modası geçmiş erkek söylemine başvurmayacağım. Seni hak ediyorum, ama sen bunu bilmiyorsun. Bütün çirkinliğime rağmen, o çirkinlik bile bir hak iddia eder.
Katlediliyoruz bu ülkenin sokaklarında
Bayrak direklerine yaslanırken buz gibi donmuşuz
Dişiler pençelemiş her yerimizi
Karanlıkta eğitilmişiz karanlık için
Tıkalı tuvaletlere kusuyoruz
Karafatma ve fare dolu kiralık odalarda