" Uzun bir cumartesiyi hatırlıyorum, saat on iki
Dalıp gidiyorum, düsünüyorum da, saat on iki
Bir sigara yakıyorum,
bir kağıda bir iki dize yazıyorum
Yerini iyi bilen, onurlu bir iki sözcük daha.
Ama hiç kımıldamıyor, akrep de, yelkovan da. "
“ Hayallerimin toprağını eşele,
Ahşap kalbimi tırmala,
kımıldasın her şey !
Çünkü bir kedi kadar gövdesi var kırılmış ve yorgun heveslerin…
Evler kedisiz yetim,
Sokaklar kedisiz üvey sayılır,
Ben budalasıyım aşkın.
Beni de boynu ıssız kedilerden sayın,
Nasılsa ağzım var dilim yok…
Kedilerimin kardeşiyim,
İnceliği ve mahcubiyeti onlardan öğrendim
Beni turnasız türkülerin
Beni solgun bir kedinin kalbinde unuttular. ”
Haydar ERGÜLEN
Ey mutluluğun sâde ülkesinin sakinleri,
Ey yağmurda açılan pencerelerin komşuları,
Onu bağışlayın.
Onu bağışlayın
Çünkü büyülenmiş.
Çünkü sizin ağır gelen varlığınızın kökleri,
Onun gurbet topraklarında derinlere kök salıyor
Ve onun kolay inanan kalbi,
Hasretin acı darbeleriyle
Göğsünün içinde kabardıkça kabarıyor.